Genellikle psikolojik sebeblere dayanan bir eylem. Kadınlar bunun farkında mı değil mi bilmiyorum. Sadece gördüğüm uç beş kişiden hareketle aklıma gelen şeyler bunlar... Kadının kendini beğenmemesi veya çirkin bulmaması değil bence sebeb. Bunun sebebi, yeni bir başlangıç yakalayabilme isteği. Saçının rengini değiştirip oradaki değişikliği hayatına aksettirme arzusu duyuyorlar. Kişinin yaşadığı sıkıntı ve üzüntüler bunun başlıca nedenleri. Günümüzde bence kadın-erkek ilişkileri saç boyatmaların tetikleyici unsuru. Bu iş bir kere yapıldıktan sonra da, boyatan kişi bu boyatma işini belirli aralıklarla tekrar ediyor. ilk boyatma da duyulan değişim ve "yeni hayat" hissinin tekrar eden boyatmalarda azalarak bittiğini düşünüyorum. Bence burada yeni renkte çok çok önemli bir psikolojik eşiğin izdüşümü olarak saça yerleşiyor. Renklerin hangi psikolojiyi yansıttığını bilebilsem bir şeyler söylerdim fakat bilmiyorum. Belki koyu renkler isyanı açık renkler ise umursamamazlığı temsil edici olabilir (bu tespitler de örneklerin hallerinden yola çıkıldı).
Bu fiil bence kendine kandırmacadan ibaret.
Sağlıktan vb. sebeblerden ötürü saçını boyatan, kına süren insanlar da gördüm ve bunu gerçekten anlarım. Hatta bazılarının eşlerine daha çok hitap edebilmek için saç boyatmalarını da anlarım. Fakat günümüzde saçını boyatan çoğu kadının bu işlemi geçmişine sarı, kırmızı, siyah tonlarda tüller çekmek için uyguladığını/uygulattığını düşünüyorum.
Eğer, evli olmayıp, yaşı henüz genç olan, sağlık gibi sebebleri dikkate almayıp, modaya uymayı bir kenara bırakıp, mutlu mesut yaşarken saçının rengini değiştiren bir kaç kıza rastlarsam, bu teorimin çökmesine razı olurum. Henüz görmedim.