oğuz atay a mektup

entry48 galeri
    45.
  1. hocam yine ben.
    biraz gereksiz ilgi gösteren tiplerdenim sanırım değer verdiği kişilere. öncelikle sormak istediğim bir ''kelime'' var size, sana ( bu samimiyet derecesi belirtici hitaplar konusunda hep kafam karışmıştır zaten.)

    --spoiler--

    'Önce kelime vardı' diye başlıyor Yohanna'ya göre incil. Kelimeden önce de Yalnızlık vardı. Ve Kelimeden sonra da var olmaya devam etti Yalnızlık...
    --spoiler--

    normal insan bildiği bir kelimenin anlamını açıklayabilir. bu insanlara bahşedilmiştir bilirim. bu yazılmış bir cümle olarak kabul edilebilir fizik kuralları dahilinde fakat kendine has bir kelimedir aslında. ama bir açıklaması olup olmadığını ben bilmiyorum. işte şimdi burda olsan bilirdik hep birlikte. neyse bu konuda yapacak fazla bir şeyimiz yok. ben doğmadan önce öldüğünden zaten. açık olalım hissetmedim bile. o denli üzülüyorum yani. Nazım'ın Joliot Curie ye ithafı gibi.

    --spoiler--

    Aciyorsun Iren Kuri'ye,
    cocuklarini dusunuyorsun, kocasini,
    ama daha cok dunyaya aciyorsun,
    buyuk bir insan oldu diye.

    --spoiler--

    bugün bir arkadaşımla uzun uzadıya seni konuştuk. ( hayır ben entel değilimdir. sadece takıntılı olduğum bi kaç yazar var. favorimi hep kendime saklarım ama bilesin * )
    ve ben kitapların olmadan bütün bir yazı geçiremeyeceğim kaygısıyla valizimden en önemli hayati malzemeleri çıkartıp onları ekledim. sözlükten gidiyorum bir süre yollardayım falan. kafa izni kısmının seni çok ilgilendireceğini sanmıyorum gerçi. ama yaz dönüşü karakter analizleri ile ilgili bi dolu yazı ile geleceğim sana. şimdiden bi hoşçakal diyeyim dedim.
    geldiğimde şu telif olaylarını da irdeleyelim olur mu.
    (bkz: he didn't even say goodbye)

    edit: bu arada muhsin hala senle arasındaki farkı yazacak. bekliyom.
    0 ...