--spoiler--
Long, ingiliz bir tır şöförüydü. Ülkeler arası nakliye işiyle uğraşmaktaydı. Son aldığı iş, Birleşik Arap Emirliklerine ingiliz çayı götürme işiydi. Mallarını yükledi ve yola çıktı...
Az gitti uz gitti, dere tepe düz gitti -feribotla fransaya geçtiğini söylememe gerek yok :P- ve emirliğe vardı. Lafı uzatmayalım, malları boşaltırken emirin güzeller güzeli kızı Hicle'ye fena halde çarpıldı. Hicle de ona boş değildi hani. Düşündü taşındı, dedi "ben bu kızı babasından isterim, olmadı kaçırırım ulan!"
istedi babasından. Ama elin sünnetsizine kız vermezler oralarda. E naapsın, kaçırayım madem, dedi. Hem sınırı geçtikten sonra kim beni yakalayacak.
Velhasıl kelam, gecenin karanlığından yararlanmak isteyen Long, yanında getirdiği son şişe viskinin de verdiği cesaretle girdi emirin bahçesine, kaptı Hiclesini, attı tırın arkasına, bastı gaza. Ama kolay değil oralardan kız kaçırmak, yakalandı Long, böğrüne böğrüne verdiler emirin askerleri kılıcı.
Yaa, işte bu kanlı aşk hikayesinden kalmadır tırların arkasındaki "Long Vehicle" yazısı. Tüm tır şöförleri, saygılarından bu büyük aşka, taşırlar aşıkların isimlerini
--spoiler--