inançsızlık

entry35 galeri
    30.
  1. inançsız insanlar içinde bir kesim var ki bunlar her fırsatta inananları yalancılık ile, gerçekleri gizlemek ile suçluyorlar, her fırsatta insanların kandırıldığını söylemekten ve aynı cümlenin değiştirilmiş versiyonlarını sunmaktan bıkmıyorlar ve de islam'daki ''inanmayanları lider olarak benimsememe ve yolundan gitmeme'' düşüncesini eleştirmekten de öte gidip direkt olarak bunun faşizanlık olduğunu söylüyorlar...

    fakat tüm bu söylemlerine karşın siz hiç inanmayan bir insanın newton'dan bahsettiğini gördünüz mü? kendisi inancı yüksek bir hristiyandır hatta inancına paralel güvenilirliği sayesinde kraliyet darphanesi müdürlüğüne kadar çıkıp sir ünvanı almıştır ama hristiyanlıktaki teslis inancını (üçlemeyi) reddeder yani hristiyanlığın içinde islam'a en yakın düşünceyi benimser (bu yüzden dönemin kendine has zorluklarına fazlasıyla katlanmak zorunda kalmıştır) hatta tarihte kuruculuğunu hristiyan türk boylarının yapmış olduğu bir çeşit mezhebe mensup olduğu bile söylenebilir (fakat katoliklerin işine gelmediğinden bu insanların büyük çoğunluğu yok edildi) ve tarihteki en önemli bilimsel kitaplardan birisi olarak kabul edilen principia'yı yazıp insanlığa yön veren bu bilim adamı fizikten çok din üzerine yazılar yazmıştır, bu yazıları içerisinde incil'in tahribatı üzerine yazmış olduğu yazılar da vardır (bu tarz yazıları inanmayan bir insan yazmış olsaydı o yazılanların şu an nasıl elden ele gezeceğini hayal edin) fakat buna rağmen inançsız kesim isaac newton'un bu yazılarından asla bahsetmez çünkü yazan kişi inançlıdır ve inanmayanlara bir idol olması imkansızdır... ironiktir ki sanaldan tanıdığım pek çok ateistin kapak fotosu kısmında taşımış olduğu mecazi anlamdan dolayı beyaz ışığın prizmadan geçip renklerine ayrılmasını gösteren bir resim bulunuyordu bir dönem, o resimdeki optik deneyini ilk olarak yapan da newton'dan başkası değildir...

    bu kişiler genelde einstein'dan bahsederler hep ve dawkins'in sallamaları yüzünden her yerde adamın ateist olduğunu söyleyip üzerinden prim yaparlar (bknz: karikateist'in profil fotosu) ama einstein'ın ''dinsiz bilim topal, bilimsiz din kördür'' ve ''tanrı zar atmaz'' cümlelerini kurmuş birisi olduğunu ve her ne kadar bir dine mensup olmasa da kendisini en rahatsız eden şeyin ateist olduğunun söylenmesi ve panteist de olmadığını belirttiğini söylemezler (''einstein ve din'' isimli einstein'in arkadaşı tarafında yazılan kitaptan alıntılar)... kendisini tanımlamak için bir ifade kullanılması gerekirse buna en yakın kelimenin agnostizm olacağını da söylüyor ki einstein ayarında bir bilim adamı için direkt bir ret olmaması da gayet doğal...

    veya artık klasikleşmiş ''inananlara karşı kazanılan ilk zafer!'' diye efsaneleştirdikleri ve adına şarkılar yazılan galileo galilei'ın en yakın arkadaşlarının kiliseden olduğundan, iki kez engizisyon mahkemesinden kurtulmanın sadece fikrini inkar etmekle olamayacağından, kızı maria celeste'in bir rahibe olduğundan ve onu yetişmesi için galileo'nun kiliseye gönderdiğinden bahsetmezler... zaten ne hikmetse maria'nın 11sene boyunca babasıyla yazışmalarında göndermiş olduğu 120 mektup da günümüze ulaştığı halde galieo'nun yazdıklarından tek bir tanesi bile ortada yok, mektuplarda kurmuş olduğu cümleler onu idol olarak insanlara sunan birilerini rahatsız etmiş olsa gerek...

    kimse kusura bakmasın ama tarih, siyaset, psikoloji ve sosyoloji meraklısı insanlar çok iyi bilirler ki insanları bir fikre yöneltmek istiyorsanız önce onlara bir idol yaratmalısınız... kendileri gibi iki eli, iki kolu, iki gözü olan tarihi bir karakter bulursunuz, bulamazsanız çıkarınıza uygun yarı gerçek yarı kurgu zeki ve cesur bir karakter yaratırsınız ve sonra yanınıza çekmek için insanlara ''bakın o bunu yaptı! siz neden yapmıyorsunuz? siz de yapabilirsiniz! sizde de bu güç var!'' dersiniz (bknz: batı tarafından sürekli olarak kürtlere kahramanlar yaratma sevdası, bu saçmalama s. eyyubi'nin kürt olduğu iddiasına kadar varmıştır), insanlar ancak bu şekilde kendilerinde o gücü bulabilirler çünkü insanların çoğunda ''yapamam'' ve ''ben nasıl yapabilirim ki?'' düşüncesi hakimdir, bu düşünceyi kırmadan bir yere varamazsınız, bu uğurda ve kendi çıkarları doğrutusunda insanlara yön vermek isteyen kişiler yalanın en büyüğünü söylemekten çekinmezler ve asıl kandırma bu noktadan sonra başlar, tarihi saptırırlar, gerçeği gizlerler, hedef toplumların bilinçaltına saldırırlar ve bu yalanlar üzerine kurulmuş kurgu düzen içinde bir şekilde istediklerini elde etmeye çalışırlar.
    0 ...