bana acı bir otaokul anımı hatırlatan söz öbeğidir :
efenim yıllardan 1994 ya da 1993, orta okul birinci sınıfa başlayalı tam iki gün olmuş, böyle kravat falan bir havalıyız sormayın. yeni ortama girmiş olmanın getirdiği şımarıklık da üztümüzde.
ikinci derse beden eğitimi öğretmeni gelmiştir ve neler yapılacağını sakin bir şekilde güzel güzel anlatmaktadır. bu kadar sakinlik zaten nny* ye batmıştır. tabi bu sırada nny* aklınca komiklikler yapıp, kızlara kendini sevdirmek için maymunluk peşindedir, öğretmenini hiç mi hiç dikkate almıyordur. nny* maymunluk yaparken bir yerlerden :
diye bir soru duyar, kızlarla sohbet etmek isteyip bu isteğinde maalesef bir türlü başarıya ulaşamayan nny ******* aklınca belki komik bulurlar diye*** :
- ben eki eki eki!
der ve tabi arkasından öğretmen ibnesi hemen sorar kim o diye.(hala adını hatırlıyorum ibnenin, ifşa ediyim mi len seni, hım?)**daha okulun ilk haftası ve de ikinci günü olması nedeniyle kimse birbirini tanımamaktadır ve arkadaşlık hak getiredir, ispiyonun bini bir paradır ve etrafına bakan nny* bütün parmakların kendisine dönmüş olduğunu "noooluoo lan!" repliğiyle birlikte farkeder. bunun üzerinde bizim sakin sakin konuşan ibnemiz beni yanına* :
- gel çocuğum buraya!
diyerek çağırır. öğretmenin yanına giden nny* tam dört tane** tokat yer, öyle bir tokat ki, daha sonradan yapılan tahminlere göre önceki akşam karısına uyguladığı cinsel taarruzun başarıya ulaşamamasının verdiği gaflet ve dalaletle, her birinin nny*yi etrafında tam bir tur attırdığı 4 tane eşsiz tokat.**. acıdan gözlerinden yaş bile akmayan nny, teneffüste abisinin yanına gelmesi ve başını abisinin güvenilir omzuna koymasıyla boşalır. abinin öğretmene savurduğu küfürlerin arasında geçen bir günün sonunda nny* olayı tabi ki babasına anlatır.
akabinde çok değil üç gün sonra nöbetçi öğrencinin ders sırasında gelerek spor odasına çağırdığı nny*, kendisini güller ve çiçeklerle karşılayan ibnemizle sürpriz bir buluşma yapar. bir yandan da yine aynı replik olan " nooluo lan" tepkisiyle odaya giren nny*, bir yandan da hocanın ne zaman taarruza geçeceğini büyük bir heyecan eşliğinde merakla bekler fakat işler umduğu gibi gitmez ve ibnemizin şu sorusuyla şoka girer:
- ben seni dövdüm mü yavrucuğum?
-*** evet öğretmenim.
- ama ben senin gibi şirin çocukları nasıl döverim, özür dilerim yavrum.
- *** eehmm, şeyy, önemli değil öğretmenim.***
- peki o zaman, barıştık diil mi, güzel. hadi bakim dersine geri dön şimdi.
sonradan farkettiğim kadarıyla adam baya bi azar yemiş babamdan, titriyodu desem doğrudur. bu arada nny*nin babası o aralar eğitim senin yönetimindedir ve sağlam bir duruşa sahiptir öğretmen dünyası arasında gerek sosyalist görüşleri gerekse de demokratlığı açısından.
bu da böyle bir anımdır efenim bana hayatımın ibnesini hatırlatan.*