izmir toplu ulaşım düzenlemesi

entry18 galeri
    15.
  1. izmir de ulaşım sistemi ne yazık ki oldukça düzensiz ve sistemsiz. izmir'e yerleştiğim zamandan beri*toplu ulaşım araçlarını ne zaman kullanmak zorunda kalsam oldukça geriliyorum.

    büyükşehir olan bir ilde ki bu il ülkenin 3.4.5. neyse kalabalık nüfusuna sahip ili ise;

    vapur 30 dakikada 40 dakikada bir sefer yapılmaz.

    yeterli şekilde her yere ulaşımı sağlayamayan belediye otobüsü güneşin altında 20 dakika beklenmez.

    en önemli iki merkezi nokta arasına minibüs hattı konur.

    izban denen ve geldiğimiz teknolojik noktadan şüphe uyandıran hayli yavaş seyahat imkanı sunan, bu sayede baş döndürmeyen, mide bulandırmayan banliyö treni çeşitli noktalarda aktarma yapmak için oradan oraya savrulurken istasyonun içinde 2. defa kart basıp özellikle şehir dışından gelin, kent kart kullanmayan arkadaşınızın yerine de kart bastırıp 20 km'lik yolu 6 lira ile 8 lira arası bir ücretle tamamlamamız ve bununla da kalmayıp toplu taşıma kullanacak insanları**yeteri kadar bilinçlendiremeyen yetkili merciiler evvela trenden inmeye çabalayanların üzerine at sürüsü gibi hücum eden insanların kenarda bekleyecekleri ve yolculuğu tamamlanan kişilerin rahatça trenden inebilecekleri platformları oluştursunlar.

    son düzenleme ile henüz muhattap olmadım ama saçma olan ulaşım sisteminin daha da garipleştiğini tahmin edebiliyorum.

    ayrıca hazır bahsi açılmışken, büyükşehir ve ilçe belediyeleri o kadar çalışmamışlar ki izmir'in tek vasat noktasına ulaşabilmiş yerleri sahil kesimi ile sınırlı kalmış. geri kalan daha da içler acısı halde.

    asfaltlar berbat. şehir çöp içinde. deniz keza öyle.

    her yer pis oldukça pis. köpek barınakları içler acısı halde.

    seçimlerden önce alsancak kordundaki çimlerin tamamı anlamsızca sölüldü ve yerine yenisi yapıldı.

    başkanım artık insanlarımız da değişti sen hala o 20 sene öncenin belediyecilik anlayışı ile çalışmaya devam ediyorsun. insanlar yaptıklarının fuzuli olduğunu ve ödedikleri verginin daha yararlı kullanılması gerektiğinin farkında.

    kaldırımlardan yürümek esnaf istilası yüzünden çok zor ve bu yüzden bir kaç defa yaşlı insanlara araba çarpacakken şahit oldum. şimdi kim haklı aracını park edecek otopark bulamayan sürücü mü? evine elinde torbaları ile giden vatandaş mı? yoksa aracı ile o yoldan geçen sürücü mü?

    atık su ve kanalizasyonun denize verilmesi de ayrıca anlam veremediğim durum. hadi varsayalım*doğal yaşamı önemsemiyorsun. kuşlar balıklar umurunda değil. tamam anladım. fakat halkını da o değer vermediği varlıklarla aynı kefede gördüğü belli bunların zira bayraklı sahilden yolculuk ederken aracın içine giren lağım kokusu izmir'in göbeğine gökdelenlerin yükselmeye başladığı, expo'ya aday olmuş, çağdaş, aydın, vs. vs.* bir kente hiç yakışmayan yüzlerce şey sayılır.

    ne kadar fazla dolmuşsam konuyu öteye beriye çektim.

    uzun lafın kısası izmir'de aracınız yoksa sinirleriniz yıpranır.*
    0 ...