boşanan bir kadının yeniden evlenebilmesi için boşanmasının üzerinden geçmesi gereken 300 günlük yasal süre. Bu uygulama yalnızca kadınlar için mevcut ve nesebin korunaması amacıyla gerekli. Burada bir sıkıntı yok. Ancak dava açtıktan sonraki süreç oldukça sıkıntılı.
Mahkeme kadının gebe olup olmadığının ispatı için hastaneye sevk ediyor ve kadının sol koluna kocaman bir mühür basıyor. Bu mühür tecavüze ugrayanlara ve fuhuştan yakalanan kadınlara da vuruluyor. Bunu sonradan öğrendim.
Teknoloji bu kadar gelişmişken bir kadının koluna o kocaman mühürü basmak ve tüm işlemler bitene kadar o mühürle gezmeye mecbur bırakmak tam bir rezalet. Kadın için onur kırıcı. Muayeneye başka birinin gitmesini önlemek için pekâlâ başka çözümler bulunabilir.
Hastanede tüm personelin iddet müddeti gelsin diye seslenmesi de ayrı bir tuhaflık. Garip bakışlardan söz etmiyorum bile..
Bu dava için muayeneye gittiğimde kan testi ve ultrason istendi. Ultrason ne hikmetse vajinadan bakılıyormus. Ben istemediğimi söyledim ve karından ultrason çektirdim. Eğer itiraz etmeseydim vajinal muayene yapılacaktı ne gereği varsa.. Anlamadigim şu, kan testi zaten gebeligi kesin olarak gösteriyor, ultrasona ne gerek var? Onu da geçtim vajinal muayeneye ne gerek var?Doktor da bana göre gereksiz olan birçok soru sordu. Boşanma nedenim, ne kadar süre evli kaldığım, ilişkiye girip girmediğim, boşanma nedenimin cinsellik olup olmadığı vs... Zaten ben boşanmasim, cinsel bir sorunum ya da hastalığım olup olmadığı neden önemli olsun?
Iddet müddetinin kaldırılması davası kadın için tam bir eziyet. Ancak bu kadar zorlaştırılabilirdi...
