bunalım sebebi.. her yerde onun yüzünü, gözlerini, adını görme hali.. aslında yanıbaşınızda olmasına rağmen üçüncü şahıs olmak vardır bide:
birinci evre: ilk başlarda her şeye rağmen güzeldir, bakışlarından anlam çıkar(ama)mak, sözlerini bir filozofmuşçasına irdelemek, size gülüşünü hatırlayıp uzaklara dalmış bakışlar eşliğinde istemsizce sırıtmak güzeldir işte..
ikinci evre: işin ciddileştiği evredir, üçüncü şahıs olmanın ağırlığı içinize oturmaya başlamıştır yavaş yavaş.. olsundur, yine de güzeldir.. bakışlar daha beklenti ve tutku doludur.. O kusursuz bir yaratıktır belki de.. eğer şanssızsanız, size üçüncü şahıslığınızı hatırlatacak bir dizi olay gelir başınıza; duyduklarınız ve en kötüsü: gördükleriniz.. nasıl bir mantıksızlıksa aşk, hala umut doludur insan..
üçüncü evre: tutku tavan yapar.. her an onu gözlediğinizden, tanımaya başlamışsınızdır yavaş yavaş.. hele bir yerlerden O'nun da fazla boş olmadığını öğrendiyseniz bakışlar ve koşup boynuna sarılma dürtüsü dayanılmaz hale gelmiştir.. hala üçüncü şahıssınızdır ama düşünmek istediğiniz son kişi o 'öbür' kızdır; hatta ilk beşi aynı kişi parsellemiştir..
dördüncü evre: zaman yanınızdan akıp gitmektedir fakat aşkınızdan hiçbir şey götürmemekte, inadına inadına daha da büyütmektedir. sürekli sorular sorarsınız kendinize, varlıklara.. cevaplar hep koskoca bir çelişkidir. çaresizlik duvar olup dört yanınızı sarmıştır.. kendinizi hep gidip, O'na her şeyi haykırmanın eşiğinde gibi hissedersiniz ama O'nun bunu göremeyecek kadar kör olduğu gerçeği, O'nun da bir insan olduğu ve kusurlarının olduğu gerçeği aşkınızı daha gerçek bir boyuta taşımıştır sanki.. O'nu istiyorsunuzdur..
beşinci evre: aylar su gibi geçiyordur ve sabrınızla kendinize kendinizi kanıtlamışsınızdır artık. O'nu çok ama çok sevdiğinizi her hücrenizde hissediyorsunuzdur. en kötüsü, en berbatı da hala umut dolu olmanızdır.. umudunuz olmasa vazgeçmeyi düşünebilirsiniz belki ama kahrolası umut denen şey asla yakanızı bırakmaz ve sizi beraber olacağınız günün hayaliyle doldurup taşırır.. işte o hayallere sarılıp uyursunuz.. ve O hala size umut vermekte, gözlerinizin içine bakmakteyken vazgeçemezsiniz, vazgeçmek istemezsiniz de zaten.. o hayaller nereye giderseniz gidin gözünüzün önündedir çünkü. sizi ayakta tutan da onlardır.. size gülümsediği gün hayat çok ama çok güzel, O'nu görmediğiniz gün yaşamaya değmezdir. O'nu istiyorsunuzdur..
altıncı evre: her an O'na içinizden geçenleri haykırma dürtüsü dayanılmazdır artık.. fakat O da boş olmasa bile, üçüncü şahıs olmanızın doğurabileceği sonuçlar vardır ki, çok korkunçtur; elinizdeki küçük avuntuları da kaybetmek.. hala üçünçü şahıs olmak daha da ağırlaşmıştır fakat gururu bir kenara atar insan, bir gelse, ah bir gelse sadece, ne bir açıklama, ne de bunları unutturacak bir şey istemeye hali kalmamıştır ki.. tek istediği O ve söyleyeceği o iki kelimedir artık, kendini tamamen O'nun kollarına bırakmaya hazırdır kesinlikle. çünkü yorulmuş, çok yorulmuştur fakat aşkı yorulmak bilmiyordur.. bir sonuç gerekmektedir artık.. o sonucun bilinmezliği ve o zamana kadar geçecek sürenin soğukluğu ürpertir insanı.. hala sadece O, bir bakışı, gülüşü ya da sözüyle ısıtabilir içinizi.. sabır.. O'nu çok, ama anlatılmayacak kadar çok istiyorsunuzdur, büyük bir tutkuyla ve aşkla..