öyle bilindiği gibi eller havada, gözler kapalı ha babam mantıksızca yürümek demek değildir uyurgezerlik; uyurgezer kişisinin kapısının ses yapması için ailenin taklalar atmasıdır(kapıyı açıp kaçma anında yakalayabilmek amaçlı), arkadaşlara kalmaya gitmesine izin vermemektir, gittiğinde ertesi gün arkadaşın ailesi aradığında anlatacaklarına hazırlıklı olmaktır "kızınızı kapıdan aldım efendim, gece vakti nereye gidiyordu anlamadım, üstelik gözleri açık ve gayet mantıklıydı" laflarını sonuna kadar kesmeden dinleyip açıklama yapmak demektir, gece yatağından kalkıp salonun ortasına düştüğünde bir eliyle diğer kolunu tutup "anne kolum yok" (kolu uyuşmuş) demesini "e kızım tutuyosun ya işte" diye sakince açıklamaya çalışmaktır, gecenin bi vakti odasından gümbürtüleri duyup gittiğinde perdeyi açmış yağan kara bakarken "anne teyzem iyileşmedi dimi" diye sormaktır(sabah hiç birini hatırlamaksızın), bir sabah altında değişik bir çarşafla uyanıp utanmaktır(ulan yıllardır altıma yapmamıştım hayırdır) demektir, akşam işten gelince olayın iç yüzünü öğrenmektir, bir bardak suyu yatağa döküp annenin ısrarlarına rağmen nevresim değişmeyip son çare olarak altına çarşaf serilmesidir... en kötüsü de evlenme arifesinde olmaktır; aile alışıktır, el adamı ne yapar gece hortlayan bir kadın karşısında?(üstelik sabah yaptıklarını unutan bir kadın)
uyku arasında olan kısmi felç, uyurgezerlerde olmadığı için hayatına devam eder bir tarzda gayet mantıklı ve uyanık görünürler. bazen tam bu seansların ortalarında uyanıp etraftaki insanlara benim burda ne işim var ve ya sizin burda ne işiniz var diye sorabilirler.