konuyla az çok alakalı sayıldığımdan, hakkında iki kelam da benim etmek istediğim öğretmendir. üniversiteye giriş sistemimiz malumunuz üzre boktan hallice. sosyaller, eşit ağırlıklar, fenler filan havada uçuşuyor (gerçi en son sistem hakkında pek bilgim yok). bazı bölümlerse, her iki daldan da öğrenci alıyorlar. bunlardan biri de türk dili ve edebiyatı (ve öğretmenliği). hem sosyalden hem de eşit ağırlıktan öğrenci alan türkolojiye de, söylemesi ayıp eşit ağırlıkta pek varlık gösterememiş tüm ea'cılar giriyor. esasında edebiyatla pek ilgisi olmayan insanlar edebiyat okuyunca ve edebiyat öğretmeni olunca da karşımıza ilhan berk'i, ahmet arif'i, hasan ali toptaş'ı ve hatta ece ayhan'ı bilmeyen edebiyat öğretmenleri çıkıyor. türkoloji bölümlerinde verilen eğitim zaten daha çok eski edebiyat ve türk dilinin tarih içersindeki gelişimi üzerine. derslerin sıkıcılığı, hocaların "solla ilgisi olan" hiçbir edebiyatçıyı işlememek için karanlık odalarda birbirlerine ettikleri yeminler ve zaten edebiyatla ilgisiz insanlar birleşince ortaya bu şekil hocalar çıkıyor.
başlığın geleneğine de uyalım. pisagor'u bilmeyen matematik öğretmeniyle ev arkadaşıdır, şerrefsiz!