neler yapmadık bu vatan için

entry156 galeri
    51.
  1. Son 80 yıldaki "siyasetçi yalanları" üstüne bir inceleme yapılsa ve buna aynı süre içindeki "Hazine'den geçinmeli atanmış makam sahiplerinin de yalanları" eklenip yayımlansa...
    Kim bilir nasıl bir tiraj patlaması olurdu.
    * * *
    100 yıllık gazete koleksiyonlarını tarayarak, böyle bir zahmete kimsenin gireceğini pek sanmıyorum.
    Bir yandan "resmi tatavalar" zinciri sürüp gitme zorlanmasına uğrarken; bir yandan da "sosyo-ekonomik" ve "psiko-sosyolojik" kitle depremlerinin sarsıntılarıyla kutuplaşmaları, sertleşecek ve belki de vahşileşecek.
    * * *
    Beyinsel bir libidonun şehveti, "sosyo-ekonomik" bir şeffaflığa ve çıplaklığa mıknatıslıdır.
    Örneğin, son 80 yılın bütçelerinde bakanlıklara ayrılmış paylar arasındaki dengesizliğin; yönetilen yığınların hayatına nasıl yansıdığının ve ne tür rüşvetlerle yolsuzluklara neden olduğunun berraklaştırılması gibi...
    * * *
    "Psiko-sosyolojik" bir şeffaflıkla çıplaklığa gelince...
    "Yönetim saltanatının çemberi içindeki Hazine'den geçinmeli itibar sahipleri"ne karşı; yönetilen ve "adam yerine konmayan" mesleksiz yığınların tepkilerinin, nerelere doğru kanalize olmaya ve "biz de varız" demeye başladığının tarihsel bilançosunu, su yüzüne çıkarma çabalarına duyulan beyinsel şehvet gibi...
    * * *
    "Beylik tatava" giysileri soyundukça, ortaya çıkacak çıplaklık; Birleşmiş Milletler insani Kalkınma Endeksi'ne göre neden Türkiye'nin 96'ncı basamağa düştüğüne de tramplenlik edecektir; 1 ton buğday üretmek için 1000 ton su harcamanın yarattığı sakıncalara da...
    * * *
    Salı günkü Zaman gazetesinde manşetimsi sayılacak bir haber başlığı:
    "istanbul'da 22 milyon kişi kayıp"
    Ayşegül Aybar ile isa Yazar'ın haberi şöyle başlıyordu:
    "'Taşı toprağı altın' mantığıyla sürekli göç alan istanbul'un nüfusu yine kafaları karıştırdı. istatistik Kurumu'nun açıkladığı resmi rakama göre şehirde 11 milyon 300 bin kişi yaşıyor. Ancak valiliğin muhtarlardan topladığı bilgiler bunun üç katını işaret ediyor. 'Bizim mahallede ikamet ediyor' diye kayıtlara geçirilen kişiler toplandığında ortaya 33 milyonluk bir şehir çıkıyor. Aradaki 22 milyonluk farkın, muhtarlıklardaki mükerrer kayıtlardan kaynaklandığı tahmin ediliyor"
    * * *
    Bir başka haber de, yeni kullanıma giren dev "Airbus 308" yolcu uçaklarının, inip kalkabileceği bir havaalanımızla pistlerimizin olup olmadığıyla ilgiliydi.
    Neyse ki, istanbul Atatürk Havalimanı'nın pistleri o dev uçakların inip kalkmasına göre yeniden düzenlenmiş.
    * * *
    işte yine gündeme hiç gelmeyecek konulardan biri:
    - Biz kendimizle, tarihimizle, kahramanlıklarımızla, liderlerimizle o kadar övünüp durduğumuz halde; neden o son model uçaklarla, müthiş albenili transatlantiklerden yapamıyoruz ki?
    * * *
    "Resmi tatavalar" formatına uygun bir yanıt vermek isterseniz, şöyle de diyebilirsiniz:
    - Hızla kalkınıyoruz, yakında biz de yapacağız.
    * * *
    Beyinsel libidonun şehvetlendiği ve yanıtı "tatava" olarak dahi verilemeyecek bir başka soru:
    - itibarlı makam sahipleri, şayet Hazine'den geçinmeli olmasalardı; çıplak hayatta ne iş yaparak ve kaç para kazanarak sağlayabilirlerdi geçimlerini?
    * * *
    Türkiye'de 3200 belediye var. Acaba kaç tanesinde kaç tiyatro ve sinema var?
    * * *
    3200 belediye başkanından kaç tanesi TV ekranlarında görünebildi ve kaç tanesinin eşiyle; gerek yöresel, gerek ulusal, gerek evrensel ve küresel konularda bir söyleşi yapıldı?
    * * *
    istanbul'un dışındaki illerimizde kaç gazete çıkıyor ve tirajları ne kadar?
    * * *
    En güzel sorular; yanıt yerine susmaya, sağa sola ve sonra da tavana bakmaya neden olan sorular...
    * * *
    Ah keşke bir de, hiçbir zaman Türkiye'de yanıt bulamayan soruların bir listesi yapılsa...
    Ve dağa taşa kazınmış "Önce vatan" yazısının yanına, "Önce şu sorulara yanıt" diye de yazılabilse...
    * * *
    Ne yapmalı ki büyüklerimiz, beyinsel bir libidonun şehvetini daha okullardayken hadım etmeye öylesine özen göstermişler ki; siyasal mitinglerde ortalığı dolduran çoluk çocuğa, sadece bağırmak kalmış:
    - Kurtar bizi baba!

    çetin altan
    0 ...