eşcinsellik hastalık değildir. bunun ilerleyen yaşlarda doyumsuzluk sonucu oluşan tercih kısmını bir kenara bırakırsak çoğu çocukluğundan itibaren zaten kendi cinsi gibi davranmıyor. erkek gibi giyinmek istemiyor, erkek çocukların oynadığı oyunları oynamak istemiyor, kadınsı olmak için istek duyuyor. bu kız çocukları içinde geçerli.
olayın genetik bir özellik olduğu da açık, bunun yanında bu yaradılış. diyorlar ki Allah neden o şekilde yaratsın. bu kadar sapık, bu kadar iğrenç insan neden yaratıldıysa onlarda o yüzden yaratılıyor. sen aynı kıza 200 kişinin tecavüz ettiğine inanıyorsun, o 200 kişiyi kim yarattı? evet. hayvanlarda eşcinsellik var mı? var. bunlarda mı hasta şimdi? o halde onlarda hasta ya da bunu tercih ediyorlar. o halde irade dışı canlılar olan hayvanlarda eşcinsellik varsa demek ki bu yaradılış ile ilgili olabilir.
insan nasıl yaratılır? insanın özü iyilik midir kötülük müdür? insan nasıl yaşayacağına kendisi mi karar verir yoksa var olan bir kader üzerinden mi ilerler?
toplumlar kendisi gibi olmayanı ayıklar. eşcinseller, uzun saçlı erkekler, küpe takan erkekler, saçlarını 3 numaraya vurdurmuş kadın, boşanmış kadın, sevgilisi olan kız. sürekli tek tip insan yaratma çabası içinde olan kendi ahlaki değerleri dışına çıkamayan toplumda her haltın iğrenç gelmesi de çok normaldir. Nil Erkoçlar Rüzgar Erkoçlar'a dönüştüğünde erkekler inanılmaz destek vermişti, Bülent Ersoy ise her zaman toplumun yüz karası oldu.
Eşcinsel olduğu halde bu şekilde yaşamamak bir tercihtir. işin günah boyutuna adam kendisi karar verir ve tercihine göre yaşar ama bunu yaşamakta kendi tercihidir. ortada ikinci ya da üçüncü şahısları ilgilendiren bir durum söz konusu değil.