balyoz ve ergenekon davaları ile ilgili onlarca kez yazdım.
neyseki bu davaların düzemece olduğu kesinleşti.
tutuklular sanık oldu. hükümlüler tahliye edildi. adil bir mahkemede beraat de edeceklerdir inşallah.
bu seferki konumuz askeri casusuluk ve fuhuş sebebi ile içeri alınan kahraman askerlerimiz!
bugünkü yazısında uğur dündar değinmiş bu konuya.
--- alıntı ---
Çünkü casusluk yapmakla suçlanan kişiler, çıkar amaçlı suç örgütü kurmuşlar, ama çıkar sağlayamamışlardı!
iddianamede çıkar elde ettiklerine dair tek bir somut delil, suçüstü vs. yer almamıştı!
Bu nasıl bir örgütse, üyelerinin çoğu birbirini tutuklandıklarında veya mahkemeye getirildiklerinde tanımışlardı!
Üyeler birbirleriyle bir defa bile telefonla görüşmemişlerdi!
Elektronik posta da göndermemişlerdi!
Aralarında bağ olduğuna ilişkin en ufak bir kanıt bulunamamıştı!
Bu nedenle iddianamede Bu örgüt öylesine gizli bir örgüt ki, aralarındaki ilişkiyi kanıtlayacak delil bulunamamıştır! denilmişti!
* * * *
Örgütteki hiyerarşik yapı da çok tuhaftı.
Örneğin bir amiral, hayatında hiç karşılaşmadığı bir yüzbaşının emrine girmişti!
Herhalde örgütsel faaliyetlerinde amiral, yüzbaşıya emredersiniz yüzbaşım diyerek verdiği talimatları yerine getiriyor olmalıydı!
Tuhaflıklar, acemilikler saymakla bitmeyecek kadar çoktu.
Sanıklardan birinin annesi ve babası ayrı yaşıyordu. Babanın gözleri hiç görmüyordu. Ama ne hikmetse sanığa ait flash bellek, babasının evinde bulunmuş ve arama tutanağını o sırada neler olup bittiğini göremeyen baba imzalamıştı!
Şimdi sıkı durun
iddiaya göre casuslardan (!) biri mesleğe henüz 7 yaşında iken başlamıştı!
* * * *
Benim bildiğim, casus dediğin geride iz bırakmaz!
Ama bu casuslar (!) delil olarak değerlendirilen belgelerin üzerine T.C. kimlik numaralarını yazacak kadar çaylak çıkmışlardı!
Kısacası karşımda beceriksiz bir örgüt duruyordu!
Asrın en tehlikeli casuslarından biri olan Hüseyin Yıldırım bir uzman olarak dava dosyasını incelemiş olsa, mesleğin raconunu rezil ettiniz! deyip, bu beceriksiz casuslara (10) üzerinden (0) verirdi!
* * * *
Duruşmada savunma yapan avukatlardan Murat Ergün ironik bir değerlendirmede bulununca salonda gülüşmeler oldu.
Bunun üzerine davaya yeni atanan ve bende saygı uyandıran mahkeme heyetinin başkanı gülmeyin, yoksa dışarı çıkarırım uyarısında bulundu.
Başkan haklıydı.
Ağlanacak duruma gülmememiz gerekiyordu!
Avukat Ergün savunmasında çarpıcı bir gerçeğe daha değindi.
Onun tespitine göre iddianamede 49 kez Microsoft word yerine Microsoft world yazılmıştı!
Benzer yanlışın Balyoz Davasına ait bir raporda da tekrarlanması, akıllara çeşitli sorular getiriyordu.
Ayrıca bilirkişinin word ile world arasındaki farkı bilmeyecek kadar uzman (!) bir kişi olduğu anlaşılıyordu!
Acı gerçekse, çakma casusların bir bölümünün, bu suçlamalar nedeniyle yaklaşık 2 yıldır cezaevinde yatıyor olmalarıydı!
--- alıntı --- http://sozcu.com.tr/2014/...ceriksiz-casuslar-541311/
bir tertip / operasyon olduğu o kadar belli ki!
inşallah burada yargılanan askerimizin de suçsuz olduğu ortaya çıkacaktır.
itibarlarının da iade edilmesi gerekir!
darısı askerimizi suçsuz yere / sahte delillerle yargılyanların yargılanacağı günleri görmeye.