o gün yildonumumuzdu. evet, baya bildigin 12 ayi devirmis, bu sorumsuz mahlukat ile 365 gunluk bir seruven yasamistim. dile kolay tam 365 gun. insan haliyle diger gunlerden farkli bir gun, farkli bir ani yasamak istiyor.
hele bir de güne sevgilinizden gelen bugun cok ozel bir gun yasicaz tarzinda bir mesaj gorurseniz ayaklarinizin yerden kesilmemesi cok zor. evet, bende o gün o mesaji gorenlerdendim. arastik, konustuk. bir zaman dilimi ve mekan belirlendi. ben hemen kendi capimda hazirliklara giristim. dustu, giyinmeydi, makyajdi, zartti, zurttu derken 2 saat icinde hazir olabildim ve tin tin evden ciktim.
otobus duragina vardigimda akbilimi evde unuttugumu farkettim. dedim bosver donulmez simdi, fazla akbili olan var mi diye bagrinirim otobuste elbet cikar.
otobusteki bu cagrima genc erkekler kayitsiz kalamadilar hemen sagdan soldan akbil yagmuruna tutuldum.
dorudutttt! bakiyeniz yetersiz.
- sen benimle dalga mi geciyorsun arkadasim?
+ aaa, ooo. vardi icinde yeaa.
neyse uzatilan akbillerden birisi dolu cikti da sagsalim gidecegim yere ulastim.
sevdicegim coktan gelmis beni bekliyordu. hemen boynuna sarilmak icin kostum. ayagim kaydi, az daha dusuyordum. sonra kosmayi birakip agir ve vakur bir sekild yanina gittim. selamlastik, koklastik falan.
dedi ki sana guzel bir suprizim var. bu sefer farkli bir mekana gidicez. dedim nereye? soylemedi. biraz gicik oldum kendisine ama belli etmedim.
yolda uc bes konustuk. ben sagimizdan solumuzdan gecen kizlara nefretle baktim, uzerlerindeki giyimin kusamin uyumsuzlugunu hemen elestirdim.
nihayet geldik dedi. pasa simit sarayi nin onunde duruyorduk. birden sevgilimden asiri derecede tiksindigimi farkettim.
+ eee?
- eki eki. iste sana bahsettigim mekan bura. nasil guzel mi?
+ bilmem. guzel mi?
- eki eki. bence gayet sade ama bir o kadar da nezih.
+ hee. birinci yilimizi burada mi kutlicaz simdi?
- eki eki evet. begenmedin mi yoksa?
+ begenmedim tabi saftirik. bu ne be. sen git ben gelmem.
gitti. aha aynen boyle oldu. tamam dedi gitti. caddede tek basima kalmistim. yaslar gozlerimden billur gibi suzulurken, bir afrodit heykeli gibi dik ve guzelce yolun kenarinda duruyordum. derken gozume ayni anda cigkofte, dondurma, misir satan bir dukkan ilisti. hemeb kostum duble bardak misir aldim. ustune mayonezde siktirdim, akbilsiz bir sekilde evime dogru hippidi hippidi gitmeye basladim.