Kısmen doğrudur..Kimi zaman cehaletin panzehiri addedilen bilgimiz ve ona paralel olarak 'farkındalık düzeyimiz' arttıkça armudun sapı, üzümün çöpü diye hayatı kendimize zindan edebiliyoruz nitekim.. Bir başka açıdan bakılırsa duruma, nihai amacımız mutlu olmaksa, yani bir nevi mutluluk formülü arayışındaysak her daim tüm çabamızla ve dahi tüm eylemlerimizle ve o cahil varsaydığımız insan o formülü bilmeyerekte olsa elinde tutuyorsa muzaffer bir komutan edasıyla...Tüm yollar mutluluğa çıkma hevesindeyse ve cahil yaftası yemiş insan o yolun sonundaysa tüm soyutlanmışlığıyla dünyalık hırs ve koşuşturmalardan..Mutlu olmayı başarmışsa bize göre olanca 'basitliğiyle' .. O mudur gerçekte cahil olan biz mi ?