Daha önce hiç görmediğim yerleri özlüyorum bazen. Hiç tatmadığım yemekleri, meyveleri. Öylesine anlamsızca
ve gereksizce. Kendi kendime özlüyorum, tamamen kendime zarar. Düşünmekten yorgun düşer ya insan
aynen öyle bazen özlemekten yoruluyorum. Keşke diyorum, keşke sığınacak bir limanım olsa şu anda.
Hayatın tüm dalgalanmalarına karşı koyabileceğim. Hayır güçlü olmak zorunda da değil. Sadece yanımda olsun.
Onu korumak, mutlu etmek, derdini dert bilmek beni de korur aslında...
Tüm karmaşanın içinde, zaman akıp giderken yaptığım hataları özlüyorum. Yine olsa yine yaparım dediğim
hatalar. Beni ben yapan sırf yapmak istediğim için yaptıklarım. Çetele tutar gibi artısını eksisini
düşünüyorum, her birini tek tek. Tüm varyasyonlarını da tabi. Olabilecek herşeyi, her yolu hatta her boyutunu.
Bir yerde tıkanıyorum sonra. Daha önce tutmamama rağmen sıcaklığını özlediğim ellerin geliyor aklıma.
Acaba gözlerine baktığımda duyduğum heyecanın kaç katı? I ııh kestiremiyorum. Hesap tutmuyor.
Sonra diyorum kendime ya sarılsa ne yapacaksın? Ölümden de sonrasını hayal etmek gibi. Cehennemin
ziline basarmışçasına. Zebanilere taş atar gibi. Merak, heyecan belki biraz korku.
Aslında bunlara alışkın olmalıydım. Nasıl olsa yıllardır hayallerim ve rüyalarımdan ibaret de olsa
seninleydim. Özledim evet hiç senin olmamış olsamda, seni çok özledim...