hep araf'ta yaşamak! ortada olmak! aslında, ortada değil en uçlarda yaşamak! hayatın dipsiz yamaçlarında, kör kuyularında! kader'i park lambalarının kaderi ile aynı olmak! altından geçenleri aydınlatmak! öpüşen sevgilileri izlemek! ağzıyla yuvasına yem taşıyan kuşlara imrenmek!
ne gidebilmek ne de kalabilmek!
yalnızlığın ve yanmışlığın en berbat halini görmek! okyanusların en dibinde kömürleşene kadar yanmak! cehennemi ateşlerde buz kesmek! yok olmayı dileyip yok olmaktan korkmak!
ne gidebilmek ne de kalabilmek!
bir hastalık belki, tedavisi imkansız! belki de güçsüzlük belirtisi! bilinmez! hayatı güzel yaşayamam korkusu ile yaşamaya kıyamamak!
bu derdi hiç kimseye anlatamamak! anlatmaktan korkmak! insanların anlayış duygusunun üst seviyesini ezbere bilmek!