intihar etmek değil! olsa olsa inadına yaşamak eyleminin en son halkasında yorulup her şeyi bırakmak! sonsuz bir maratonun, finish noktasına bir adım kala geri dönmek! tüm seyirciler ayaktayken o son adımı atmamak! bitirmemek bir çok şeyi!
bir şeylerin hayal olarak kaldıklarında daha güzel ve çekici olduklarını, o hayalleri bozmamak adına dünyadan vazgeçmek! biyolojik anlamda hiçbir şey yapmamak! zihinsel anlamda uçsuz bucaksız düzlüklerde nefessiz kalan kadar koşmak!
dünyadan vazgeçmek!
dünyanın her şeyinden! aşkından, sevgisinden, dostlarından, arkadaşlarından... her şeyinden vazgeçmek! bahanelerin ardına sığınmadan! şansa, tesadüfe inanmadan! tüm inançsızlıkları marifet sayıp tanrı'dan vazgeçebilecek kadar gözü karartıp karanlıklarda yürümek!
dünyadan vazgeçmek!
bir şeylerin içinden geçmek! bir şeyleri rahatsız etmeyip, bir şeylere dokunmadan! kalabalıklar içerisinde geri çekilmeyi bırakıp, kolları iki yana açarak yürümek! insanlara çarpıp düşürmek!
gitmemek bazen de! gidenleri de durdurmak! ve bağırmak: "gitmenize gerek yok! her şey size gelir! yeter ki yürekten inanın!"
