tarih cok eskilere dayanmiyor. 2010. o zamanlar 20 yasimda, hayatimin baharinda, al yanakli, bal dudakliyim.
20 yildir oturdugum mahallede dugun telasi var. sürrkli bir gelen arabalar, taktuku taktuku diye ses cikartan topuklu ayakkabi giymis menepoz teyzeler dugun evine, kizin evine akin ediyor. kumas pantolon ve naylon gömlekleri ile de göbekli dayilar binanin önüne karargah kurmus, hunharca gülüsleri ile sinir bozmaya devam ediyorlardi.
kübra. evlenen kizin ismiydi. mahallenin sümüklüsü kübra. oldum olasi sevmezdim kevaseyi. buna ragmen annem ile annesi kanki ayaklarinda olduklari icin igrenerekte olsa kübra ile zaman gecirmek zorunda kalirdim. gerci bu dugunden 2 yil kadar once bunun deli divane oldugu bebe ruhi bana yanik cikinca kübra bana hep mesafeli durmaya calisti. bundan inanilmaz mutluluk duydugumu soylememe gerek yok herhalde.
neyse, bu denyo kübra tabakhaneye bok yetistirir gibi 21 inde evlenmeye karar vermis. 43 yasinda olan, mali mülkü yerinde, godoman tarik amcayla. evet, adam benim icin amcaydi. zira yasadigimin 2 katini yasamisti.
kübrayi görmelisiniz tabi. zengin kocayi bulmus aklinca hava basiyor. ulen senin havan kime yelloz. adam 3 gün sonra morga gidecek, neyin havasi bu. tamam kapinin onune cekilen limuzini de kiskanmadim degil hani ama havan kime havan!
neyse efendim, saatin tiktaklari hizlandikca dugun saati yaklasti. bu limuzin ile salonun yolunu tutarken, sevgili peder beyim hala 76 mode woswosunu calistirmaya calisiyordu. onunla konusuyor, ikna etmeye calisiyor, annem, ben ve kiz kardesim arabada kedi yavrusu gibi bekliyorduk. neyse ki pek nazlanmadi bu sefer bizim tospik. gir gur yaparak calisti ve bizi dugun salonuna kadar tasidi.
her zamanki gibi alimli ve cekiciydim. bunun icin ekstra bir caba harcamama gerek yoktu. ozene bozene imal edilmistim sanki. babam daha iyisini yapana kadar en iyisi bendim. aslinda benden sonra denemisler sanslarini ama kardesimde kod bozuklugu olmus sanirim. bende bir kate upton havasi varken, kendisinde edali isveli koylu guzeli modu vardi.
neyse efendim, agir adimlarla salona ilerlemeye basladim. surekli dugunden bir an oncr ayrilma planlari yapiyordum. kubra sumuklusunun en mutlu gununde mutlu olmama beklenemezdi.
salona gectigim zaman uzerimde gozler hissettmis. aliskin oldugum bir histi bu. otobuste, yolda abazan dolu efendim. bakkala gidene kadar bile bunlarla ugrasiyoruz. neyse, gozler uzerimdeydi. yoksa bana mi oyle geliyordu? megaloman mi olmustum, bir yerlerim tavan mi yapmisti? yoo, hayir hayir. ne tarafa baksam bana bakan gozlerle karsilastim. o anda her sey kafana dank etti. bu dugunun yildizi sanirim ben olacaktim.
fazla detaya girmemek gerekirse, o gece birakin abazanlari neden oldugunu pek kestiremedigim bir sebeple teyzlere bile beni goz hapsine almisti. anneme iliski durumunu soran cop catan teyze sayisi hicte az degildi. bereket ben babam ile ayak muhabbeti yapmayi seven babacan bir kiz olunca erkeklee bu istekleri ilk agizdan bana iletemediler. nitekim babam onarilmaz hasarlar verebilirdi.
o gece kubra hic mutlu olamadi. surekli suratinda salakca, yapmacik bir tebessum vardi. bense icten ice bir mutluluk ve dalgalanma hissediyordum.
kubra dugun kayitlarini yakmis, annesi anlatti. nedenini de soylememis. tabi her seyin farkinda olan ben icten ice kis kis gulmeye devam ediyordum.