"örgütlü bir halkı hiçbir kuvvet yenemez" demiş bizlerden uzaktakiler, ancak bize benzeyenler. o halde nasıl bir örgütlülük gerekli? bir ideolojisi olmayan ya da zorlama ile oluşmuş düşünceler başarı sağlayamaz. laiklik bir dünya görüşüdür, sosyal bir olgudur fakat bir ideoloji değildir. önce burada ideolojileri aşıyoruz söylemi mesnetsiz bir iddiadan öteye geçemez.
bu tür bir hareket yalnızca "muhalefet" ve "çözümsüzlük" üstüne konumlanmış gibi görünüyor. önce vicdanımızı elimize koyalım ve söyleyelim. laiklik yeterli bir söylem midir? yalnızca sosyal hayatla ilgili bir mücadele yeterli değildir, başarısızlığa mahkumdur. nasıl yalnızca ekonomik ya da kültürel mücadeleler başarsızlığa uğradıysa- uzun vaadede düşünmek lazım, kısa süreli başarılar kalıcı değildir- bu tarz bir tek yönlü mücadele yetersiz. bütün mücadeleler birleşitirilmesi lazım. yoksa cumhuriyet mitingleri kadar yüzeysel bir hareket kalır.
dikkat edilmesi gereken bir başka husus daha var bu hareketle ilgili. antiemperyalist özden bahsediliyor bizkaçkişiyiz'de. öncelikle sınıfsal bir konumu aşacak bir hareket sağlayabilir mi? antiemperyalizm illa kapitalizmi reddetmek zorunda değildir. fakat bu öz kalıcı başarısı için sınıfsallığa dikkat etmeli. şehirli, okumuş küçük bir gruba yaslanan hareket genele yayılamayacak ve iflas edicektir. tarihin bize gösterdiği bu; yani küçük bir gruba dayanan hareketlerin başarısızlığı ya da geçici çözümler sunup çözümsüzlüğe mahkum olmak. sendikaların, meslek örgütlerinin önerilerini dinlemeyip olayı sığlaştırmak başarısızlığın ana nedeni olacaktır.
cumhuriyet mitingleri gereksiz bir gösteriş merakıydı. "biz de varız" çığlığından öte değildi fakat her türlü demokrasi adına, oradakilerin tutumunun sığ olduğunu göstermek amacıyla desteklenmiştir. fakat görülen o ki bu hareketin lider kadroları "ideolojileri aştık, geliyoruz" mantığı ile yüzde 20'ye mahkumlar. kaldı ki harekete katılanlar siyaset konusundaki bilgisizliklerinin en üst seviyede olması ya da bir başka deyişle yeterince politize olamaları, belli bir bilincin temsili olarak gösterilmesine engel olmuştur. elbette benim görüşüme sert karşı çıkışları görebiliriz fakat açıkçası bu bilinçsizlik demokrasi, özgürlük ve eşitlik isteyenlere zarar vermiş ve hırpalamıştır.
lafın kısası bu hareketin belli bir ideoloji çevresinde olmayıp sağcı yorumlara açık olması bize şu seçeneğe götürüyor; ya ölüm, ya sıtma! peki hala tehlikenin farkında mıyız?