insanı deli edecek kadar soğukkanlı bir insanımdır. tam pis cinayetler işleyebilecek katil gibiyim. kaza falan geçirdiğimde çok sakin bir şekilde kendi kendimi ameliyat edebilecek kadar kendimi kaybetmiyorum. böyle cümleler kurabiliyorum mesela ama bu asansörde kalmak bir başkaymış.
ısıcacık kahvemi alıp en sevdiğim şey olan asansörün düğmesine bastım, geldi durdu önümde. her zaman tıklım tıklım dolu olan lanet şeyin içinde o gün sadece ben vardım. kat düğmesine bastım, kapı kapandı ve beklemeye başladım. hareket etmediğini anladığım an pat diye asansör düşmeye başladı ve aniden durdu. elimdeki kahve her yerime döküldü, yandım ama acı duymuyordum çünkü o an ne yapabileceğimi düşünüyordum. mesela hangi pozisyonda ölebilirdim? yere çömelsem kapıya kıçımı dönüp ellerim ile başımı korusam ve beni öyle bulsalar gülerler miydi? en önemlisi tepemde duran kameradaki görüntüler kaç paylaşım sitesini süslerdi. o çok daha korkunç olduğu için beklemeye başladım. orada kapalı bir bölme içinde duran telefona elim gitmiyor çünkü hareket ettiğim an düşeceğimi sanıyorum o anda, tamamen kafayı yemiş durumdayım. daha önce tüm asansörü böyle durumlar için incelemişim, ne nerede, hangi düğmeye basıp iletişim kurabilirim biliyorum ama ellerim öyle bir titriyor ki yapamıyorum. derken kapı açıldı, alakasız bir katta indim, kaç kat düştüm orada ne kadar durdum bilemiyorum hala. kaçarak uzaklaştım, 1 saat sonra da yine asansör ile üst katlara çıktım. yürümem, zayıflarım. o daha korkunç.