karanlık odada tek başına oturmuştu. gözlerini karanlığın ortasında tek bir noktaya dikmiş, düşünceleri arasında kaybolup gitmişti. farkında bile değildi ama denizin ortasındaki şamandıra gibi bir ileri bir geri sallanıyordu. düşünceleri kendiliğinden bir ritim tutmaya başladı, ardından sallanması buna uydu, aklındaki, aslında hiç olmayan müziğin ritmine tüm dünya uymuştu artık. bir anda her şey durdu. yavaşlayacağını bekliyordu ama bunun gibi aniden bir duruş beklentilerinin ötesinde oldu. midesi kasıldı, derin bir nefes aldı.
serin hava ciğerlerine dolunca bir kez daha şaşırdı. etrafına bakma ihtiyacı çok fazlaydı ama her şeyin bir anda paramparça olmasından o kadar çok korkuyordu ki, cesaret edemedi. serin havayı ciğerlerine çekti, müziği tekrar yakalamak için can atıyordu ama bir türlü beceremedi. her denemesinde bilinci kontrolü yeniden ele geçirmek için daha güçlü saldırdı olmayan dünyasının olmayan duvarlarına.
sonunda duvarlar yıkıldı, bilinci hızla kontrolü ele aldı, karanlık odada tek bir noktaya gözlerini dikmiş, nefes nefese biri. terden sırılsıklam, halen sallanan vaziyette yatağında oturuyordu.