yeni nesil ingilizce öğretmenlerini hariç tutarak söylüyorum ki, biz seksenler kuşağının öğretmenleri ingilizce bilmemekteydi ve ingilizce konuşamıyorlardı. anadolu lisesini bırakıp normal liseye döndüğümde daha iyi anladım bunu. öğretmenler kalıplaşmış yapıları robot gibi yazarlar tahtaya , sonra on kelime verip evde bunları beşer defa yazın deyip konuyu kapatırlar. ders anlatırken de tonla hata yapardı ,nadrende olsa kibarca itiraz ettiğim zaman yanlışlarında ısrar ederlerdi.
başka bir sebep ise yetersiz ve saçma ders kitaplarıydı. lets speak english isimli resinlerdeki herkesin yeşil kazaklı oldugu saman kağıt ing. ders kitabı bir nesli ingilizceden soğutmuştur.
üçüncü sebep ise yine öğretmen faktörüyle ilgilidir. ek ders ücreti verilmek istenen din veya matematik hocasina ing. verilir ki bu öğretmenler ellerindeki tüm cevaplarin hazir yazili oldugu ders kitabi olmadan ders işleyemez tonla kural ve telaffuz hatası yaparlar.
son olarak gerçek şudur, yabancı dil interaktif öğrenilir, kurallar ve kelimeler direkt olara öğretilmek yerine örneklerle kullanım esnasında öğrenilir. öğrenen kişi bu dili günlük hayatına yaymalıdır. en azından haftada bir yabancı bir gazete alıp bir hafta boyunca onu hatim etmelidir. çünkü gazete sosyal ingilizceye çok yararlıdır. ingilizce çıkan türk gazeteleri tercih edilmelidir çünkü okuduğun kaynak ilgi alanina hitap ederse beyniniz daha kolay algilar. blgi icerikli oldugu icin bu yaziyi kaç kişi okur bilmem ama bir köşede dursun efenim saygılar.