insan babasını, annesini, kardeşlerini, akrabalarını ve kökenini seçemez. O nedenle kürt, türk, laz, çerkez... v.b. olmak suç değildir.
Mesele alt kimlik diye doğduğu kökenleri öne sürüp üzerine üst kimlik türkiyelilik diye bir şey çıkarmaktadır. (ki kendi dili olana li eki eklenemezmiş. cahil düşmanı ilber hocamız (ortaylı) öyle demektedir. Türkiyeli yoktur, türk vardır. Japonyalı yoktur, Japon vardır. neyse bu mevzu ayrı konudur.)
mesele "ne mutlu türküm diyene" ; şeklindeki sözü 'ne mutlu türk olana' gibi algılayan ve yanlış yorumlayan siyasilerin; sen "ne mutlu türküm diyene" dersen, öbürü de 'ne mutlu kürdüm diyene' der şeklinde ırkçı düşüncelerle olaya yaklaşmasıdır (ki eğer atatürk ırkçı olsaydı eğer, rahatlıkla "ne mutlu türk olana" der noktayı koyardı!) fakat bu gerçekleri anlamak için çap filan lazım.
yada "Türkiye Cumhuriyetini, devletini kuran halklara türk milleti" denir şeklindeki sözleri işlerine gelmeyenlerin umursamaması, görmezlikten gelmesidir.
yanlış hatırlamıyorsam lozan konferasında; azınlık sorunu diye tutturanlara karşı azınlıklar konusunda zafer elde eden türk heyetine ingiltere başbakanı winston churchill'in söylemiş olduğu: "kürtlerin eline dil verince görürsünüz siz" tarzında buna benzer sözleri söylediğini bilmek ve bilerek bunları görmezlikten gelme durumudur.
ayrıca; kürtçe konuşulsun. isteyen, istediği gibi dilini kullansın. Sadece resmi dil ayrı ve özel bir durum içeriyor. Onun dışında farklılıklar bu ülkenin zenginlikleridir. O nedenle yanlış anlaşılmak istemem. Durum tespiti yapmaktır amacım.
üniversitede ki tarih hocamızın demiş olduğu gibi; bu ülke için ya da bu ülkede taş üstüne taş koyan ister kürt, ister, ermeni, ister yahudi, ister zerdüşt, ister ateist, ister hıristiyan, ister müslüman her kim olursa olsun, her ne olursa olsun başımızın üzerinde yeri vardır.
Fakat iş bölücülüğe, ayrılıkçılığa gelince kimse kusura bakmasın ama gerçek suç budur. ve bunu yapan da ister siyasi, ister sivil, ister kürt, ister türk ne olursa olsun suçludur.
Mesele kürt, türk olmak filan değil yeğen! Mesele insan olmak! Fakat kırmadan, bölmeden, dökmeden, ötekileştirmeden. Sen-ben demeden...
