Türk medyasının fakir edebiyatı ve memlekete gram hayrı olmamış sürekli muhalifler yüzünden ne yazık ki sürekli olarak hor görülen üniversitelerdir. Oysa ki Newsweek dergisi Avrupa Birliği yolunda Türkiye adlı özel ekinde Eğitim konusuna yer verirken Türkiye'de çok iyi standartlarda eğitim veren üniversiteler olduğunu, bunların son yıllarda ciddi bir bilimsel değer üretmeye başladığını ve hatta zaman zaman Türkiye'de beyin göçünü tersine çevirdiğini yazmış ve örnek olarak da Bilkent Üniversitesi ile Sabancı Üniversitesi ni göstermiştir. Avrupa'nın en büyük bilim ödülü olan Descartes ödülünün geçtiğimiz yıllarda Bilkent Üniversitesi Fizik Bölümü hocalarından Ekmel Özbay'a verildiğini de not düşmüştür.
Türkiye'deki genel kanının aksine bu üniversitelerin pek çoğu iyi bir vakıf mantığı ile çalışmaktadır. Bilkent Üniversitesi özelinde incelemek gerekirse öğrencilerin vermiş olduğu ücretler okul bütçesinin yaklaşık olarak yüzde 45'idir. Geri kalan bütçe Bilkent Vakfına ait tepe holding, meteksan holding gibi kuruluşlar tarafından üniversiteye aktarılan kaynaklardır. Devletin bilkent üniversitesine yapmış olduğu katkı ise Bilkent Üniversitesi öğrencilerinden alının KDV oranından daha düşüktür. Yani Devlet vakıf üniversitelerinden kar etmektedir!
Türkiye'de rekabet ve bilim ortamının oluşması ve Türk hocalarının uluslararası düzeyde eğitime daha da yaklaşması konularından Vakıf üniversitelerinin büyük payı vardır. Bu sonuç olarak HERKES için daha iyi eğitim demektir.
Son olarak Amerika'daki en iyi 50 üniversitenin 30'unun vakıf üniversitesi olduğunu da belirtmek gerekir.
