burada hakkında yorum yapanlar kaç yaşındadır, kaç yıldır bu arkadaşı takip eder bilmiyorum. 2000'lerin başından beri tvlerde basketbol yorumculuğu yapar. 90'ların sonundan itibaren nba maçları şifresiz ve şifreli kanallar arasında o kadar çok gitti geldi ki, hangi kanallarda yayınlandı, bu arkadaş hangilerini anlattı karıştırdım. şu anda nba maçı yayınlayan kanal var mıdır onu bile bilmiyorum. birkaç yıldır maçları internetten takip ettiğim için kafam rahat.
şimdi gelelim bu arkadaşa. 2000'lerin başlarında ntv'de murat kosova ile beraber sunduğu maçlarda aşırı derecede rahatsız edici bir hali vardı. maç boyunca tek yaptığı şey önünüdeki notebooktan nba resmi sitesindeki istatistikleri okumaktı. o kadar alakasız ve ipe sapa gelmez şeyler söylüyordu ki, ne maçla ilgisi var, ne seyircinin ilgisini çeken bir ayrıntı. rastgele bir miami oyuncusunun son 5 yılda sadece deplasman maçlarında lakers'a son çeyrekte kaç sayı attığı, kaçını posttan attığı gibi insanlık tarihine hiç bir katkısı olmayacak ayrıntı istatistikleri sanki ezbere biliyormuş gibi saydırıp dururdu. önündeki bilgisayardan ayıklayıp bulduğu bu gereksiz şeyleri sanki kafasından anlatıyormuş sanan izleyici de bu adama hayran kalırdı. bu arkadaşın sahip olduğu "nba'i yalayıp yutmuş" fenomenliği böyle bir aldatmacadır. onu söyleyelim en baştan. ingilizce telaffuzu çok zayıftır, kendisini "süper ingilizcesi var" diye tanımlayanlara kıçımla gülerim. şunu da ekleyelim, 10 küsür yıl boyunca nba-basketbol ile ilgili bir işten iyi para kazansa 65 yaşındaki teyzem bile nba istatistiklerini sular seller gibi ezberler kardeşim. kısacası bu adamı öyle putlaştırmayın. murat murathanoğlu gibi profillerin yanında çok sönük kalır kaan kural. hem teorik, hem pratik, hem altyapı, hep entelektüel derinlik. hangisinden bakarsanız bakın.
ilk kez 2001 yılında araştırdım bunu. nedir, ne değildir, nasıl olup da sadece istatistik yumurtlayarak nba maçlarını yorumlayabilir. cevabı çok basitti. dost, kanka, tanıdık bildik muhabbeti. memlekette spor medyası olmadığı, var olduğu iddia edilen gudik kanalların %99 futbol merkezli olduğu düşünülürse, basketbol konusunda açlık sınırının çok altındaki izleyici için kaan kural bile bulunmaz nimet olmuştur. kısacası abdurrahman çelebi durumları. hani ömer üründül için yapılan bir sosyal medya geyiği vardır ya, "tvler mute olarak izlenir" diye. şaka değil, 2002-2010 arasındaki 8 yılda bu arkadaşın olduğu bütün maçları mute olarak izledim. şaka değil, geyik değil. çok şükür birkaç yıldır nba maçlarını türk kanallarından izlemiyorum.
şimdi gelelim tehdit edilme, haddini aşan yorum yapma konusuna. hangi kulübün hangi yöneticisi ne demiş beni ilgilendirmez. kaan kural veya başkası. seni yoktan var edip şu an bulunduğun konuma getiren bu medya başkası değil. yani patronu fenerli, yöneticileri, sunucuları, yapımcıları, prodüktörleri fenerli bir grup. diğerine git o da aynı. kanal sahibi, yapımcılar, sunucular, yakın arkadaşları bir günde fenerli olmadı. hep öyleydiler. yıllardır bu insanlar sayesinde ekmek yedi. hiyerarşinin ve kuralların yıllardır farkında. bu ülkede spor medyası diye adlandırılan pislik mekanizmalarını merkez noktasından gördü, her şeyini öğrendi. her şeyi biliyor. 10 küsür yıldır sahip olduğu her şeyi bu mekanizma sayesinde kazandı.
önündeki laptoptan istatistik okuyan adamı "nba kütüphanesi" diye pazarlayan o medya. nba kütüphanesi'ni bir saniyede "önündeki laptoptan istatistik okuyan adam"a çevirebilen güç yine o medyadır.
adam bunu da biliyor. ağlayıp sızlama hakkının olmadığının çok farkında. size ne oluyor ki?