aziz yldırım'ı çocukken anası babası pek sevmemiştir, hayatı kardeşleri ve arkadaşlarıyla üstünlük rekabeti ile geçmiştir... hayatı zor yoldan öğrenmiş, ve bu sevgisizlik de onu son derece realist bir adam haline getirmiş, sert mizaçlı, amacına ulaşmak için her şeyi deneyebilecek tıynette bir adam olmuş çıkmıştır. her konuda olduğu gibi futbol veya diğer spor dalları da onun için savaş demektir; rakibini ne pahasına olursa olsun alt etmelidir.
ünal aysal ise el bebek gül bebek büyümüştür. en iyi okullarda okumuş, en büyük firmalarda çalışmış ve yine büyük bir holdingin patronu olmuştur. onun için rekabet kağıt üstündedir, finans piyasalarındadır. futbol veya diğer sporlar ona göre eğlencedir. ama başında bulunduğu kurumun sorumluluğu gereği arada sert çıkışlar yapma ihtiyacı hissetse de pek hoşuna giderek yapmadığı yüzünden okunabilir. ünal aysal salon adamıdır, maçı uslu uslu izler. herhangi negatif bir olay yaşanmadığı takdirde rakip kazansa da tebrik eder. şeref tribününden sahadaki hakemlere, oyuncular küfürler-tehditler savuracak, lanetler okuyacak adam değildir.
ünal aysal tipli adamlar ülkemizde sevilmez, aziz yıldırım tipli adamlar sevilir.