malum hıyarlar için serdettiği "cahil" lafını geri almayıp, aynen tekrarlayan yazardır. bakalım kim nasıl yedirtecekmiş göreceğiz...
söz konusu cahil cühela zihniyet egemenliğin nasıl kazanıldığından, nasıl elde tutulduğundan bile habersizdir. hilafet deyince doğrudan osmanlı dönemine sarılır. sanki osmanlı'dan önce hilafet yoktu.
o hilafet moğol işgali sırasında ne işe yaradı! koca bir hiç! ya haçlılar karşısında? haçlıları ilk seferlerinde elde ettikleri topraklardan kovmak için tam 150 yıl uğraşılmak zorunda kalındı. halifenin çağrılarına kulak veren var mıydı? kimisi sanır ki selahaddin kudüs'ü alınca haçlıların işi bitti. alakası yoktur. ellerindeki çok sayıda kaleyi ve şehri tuttular. hatta kudüs selahaddin ele geçirdikten bir süre sonra müslümanların iç çekişmeleri sebebiyle haçlılara savaşsız iade edildi. ne ki mısır'ı elinde tutanlarla, suriye'yi elinde tutanlar arasında tampon olsunlar diye. başka?
ilk halifeler dönemindeki savaşlardan mı dem vurayım? osman'a isyan edenler kimlerdi? ali'ye isyan edenler kimlerdi? sözde ingilizler tarafından kurulmuş vahhabi mezhebi üyeleri mi? ali'ye karşı yaptıkları cemel savaşı'nda ölen talha ve zübeyr cennetle müjdelenen 10 sahabeden ikisi değil miydi? tüm bu olaylara karşı bir sürü laf salatası ederler. götlerinden uydurdukları yahudileri filan sorumlu tutarlar. zaten kendi zihniyetleri asla suçlu değildir.
egemenlik güçle alınır, güçle elde tutulur. hilafet altında huzurlu dönemler yaşanmışsa -ki osmanlı döneminin bir kısmı böyledir- sebebi halifeye duyulan saygı filan değil, bizzat devletin gücüdür. kimse kimseye ilim gereğidir, din gereğidir diye boyun eğmez. gücünün yettiğine inandığı anda bulur bir bahane isyan eder. aynen vahhabilerin yaptıkları gibi... aynen ışid'in el kaide'ye sırtını dönmesi gibi... aynen ne yavuz'un, ne de memlüklerin mısır'daki halifeyi takmaması gibi...
siyaseti bunların hastalıklı akıllarıyla(!) anlamaya çalışanların sürekli hayal kırıklığına uğraması kaçınılmazdır.