Amerika Birleşik Devletleri ile Türkiye Cumhuriyeti arasında gerçekleşmesi muhtemel savaştır. Tarihi ve sebebi henüz bilinmemektedir.
Tanımı yaptıktan sonra gelelim yorumlarımıza.
ABD, türkiye'yi dost ve müttefik ülke olarak kabul etmektedir. Görünen haliyle aradaki anlaşmalar askeri işbirliğini gerektirmektedir.
ABD şu an için iran'a harekat planları üzerinde yoğunlaşmış durumda. Bir dizi yaptırımdan sonra henüz karar vermedikleri bir şekilde iran'a saldıracaklar. Ancak bunu tek başlarına yapmayı göze alamadıklarından, bu harekatta türkiye'nin de desteğini alabilmek için pkk ve kuzey ırak kozunu oynuyorlar.
Tarihsel olarak kısa sayılabilecek bir süre önce masonlar tarafından kurulan abd, evangelist ideolojilerinden dolayı, normal şartlar altında kürtler gibi sıradan bir millet ile uğraşmayacak kadar meşguller. Ancak, asıl yol arkadaşlığı yapmak istedikleri türkiyeye karşı bu kozu ellerinde tutmak zorundalar.
Halen mevcut iktidar ile pkkya destek verme konusu üzerinden pazarlık yapılmakta ve olası iran harekatı için türkiyenin desteği istenmektedir. Lakin mevcut iktidar, içerideki unsurlar (bkz: tsk) sebebiyle bu desteğe henüz net bir cevap verebilmiş değildir.
Genel Kurmay başkanının harp akademilerinde yaptığı son konuşmada özellikle altını çizdiği hususlardan birisi de, dost bilinen ülkelerin şimdiye kadar pkk konusunda hiçbir adım atmadıklarıdır. Genel kurmay başkanı özellikle abd'yi işaret etmektedir. Türkiye cumhuriyetinin bekasına ilişkin birinci dereceden sorumluluk hisseden tsk'nin olası bir iran harekatında abd'ye destek verilmesine ilişkin hükümete destek vermesi bu anlamda pek mümkün görünmüyor.
Türkiye ile Amerika'yı karşı karşıya getirmesi muhtemel tek konu iran'a yapılacak harekatta türkiyenin tsk kanalıyla abd'ye destek vermemesi olacaktır. Bu da, hükümetin tasarrufu dışında tsk'nin hükümetin aldığı kararların aksine hareket etmesi ile mümkün olabilir.
Belirli bazı noktalarda ortak yönlerimizin bulunduğu iran'a karşı tavır takınmak türkiye'nin lehine olacak bir durum değildir.
Genel Kurmay başkanı, yaptığı son konuşmada, özellikle hükümeti bazı konularda açıkça uyarmış, bir anlamda türkiye malezya olur mu endişesine de son noktayı koymuştur.
Olası bir abd iran savaşında, tsk en azından tarafsız kalmayı tercih edecektir. iran'da yalnız kalan abd'nin türkiyeyi kendi safına çekmek için alışılmış metodların dışına çıkması, abd ile tsk'nın karşı karşıya gelmesine sebep teşkil edebilir.
Eğer bu noktadan hareket ederek olası bir türkiye amerika savaşını değerlendirecek olursak, böyle bir savaşta abd'ne karşı iran ile ittifak yapmamız yüksek olasılıkla mümkün görünüyor.
Ortadoğu'nun iki güçlü ülkesinin abd'ye karşı birleşmesi, abd'nin tarih sahnesinden silinmesine dahi yol açabilecek olayların başlangıcı olacaktır.
Her ne kadar teknolojik imkanları bize göre kat kat üstün olsa da, savaşların ana unsuru olan kara harbinde abd ordusu, türk silahlı kuvvetlerine nazaran sıradan mahalle çetesi gibidir.
Muhakkak ki, abd stratejik öneme haiz bölgeleri hava taarruzu ile imha etmek isteyecektir, ancak türk hava kuvvetleri, gelişmiş savaş kabiliyeti sayesinde abd hava gücünü bertaraf etmeyi başaracaktır. Makinayı kullanın insan olduğu asla gözardı edilmemelidir.
Oldu da ordumuz abd karşısında geri çekilmek zorunda kaldı, türk silahlı kuvvetlerinin daima b, c ve d planları mevcuttur.
Halen hangi askeri personel tarafından nerede yerel direnişlerin organize edileceği, bu organizasyonda hangi silah, teçhizat, araç ve gerecin kullanılacağı noktası virgülüne tanımlanmıştır.
Eli silah tutan hiçbir türk gencinin amerikan askeri karşısında yılacağını düşünmüyorum. Her ne kadar dejenere olmuş görünse de, türk insanının damarlarındaki savaşçı kanı gün geldiğinde kendiliğinden ortaya çıkacaktır, bunun en güzel örneklerini güneydoğuda çatışmaya girdiğimiz dönemlerde yakından gördük.
Amerikan ordusunu küçümsemek gibi bir niyetim yok, ancak vatan savunan taraf olduğumuzdan zaten maça bir sıfır önde başlayacağız. Zira söz konusu olan vatan ise gerisi teferruattır. Elbette ki böyle bir durumda da, işbirlikçiler, hainler, fırsatçılar, korkaklar çıkacaktır. Ama kurtuluş savaşını nasıl kazandıysak, şu anda da herhangi bir düşmana karşı yapılacak savaşı da göğsümüzdeki iman yardımıyla kazanırız.
Abd'nin teknolojisini, silah gücünü bahane ederek türk askerine şans tanımayanlara atatürk'ün gençliğe hitabesini öneriyorum. Bir kez daha hatırlamak için bakalım :
Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. istikbalde dahi, seni, bu hazineden, mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî, bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerait, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. istiklâl ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasî emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr u zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! işte, bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen; Türk istiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asîl kanda, mevcuttur!
Özellikle de
Bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin!