minübüse binmem gerekti. e bindim bende napayım. bi de bindim ki ne göreyim? okuldan sürekli bana bakıp gülümseyen,benim umursamadığım ama götümü kaldırdığı için de minnettar olduğum kız ve arkadaşı. bende tabi gayet kuul bir tavırla parayı verdim şöföre ve inişte direk kapıyı açıp inme gibi güzel avantajlar sağladığı için şöförün yanındaki ön koltuğa oturdum.
böyle güzel güzel ilerliyoruz. arkadan kızların gülme sesleri geliyor falan. sonunda ineceğimiz yere geldik. gırtlağımı temizleyip o güzel sesimle "abi müsait bir yerde" dedim. adam sağda durdurdu arabayı. tam kapıyı açıp ineceğim ama bir sorun var. sizce ne? kapı açılmıyor aq. ulan zorluyorum açılmıyor bir türlü. böyle 10-15 saniye geçti. şöför de durumu fark etti tabi "aşağı çek onu" dedi. tamam abi dedim çektim aşağı yine olmuyor. sonra sinirlenip "olm sert indir şunu" dedi. tabi bu arada bütün yolcular bizim diyaloğu dinliyor. bende en son kıpkırmızı olmanın getirdiği sinirle birden aşağı çektim ve açıldı. demek kapı açılabiliyormuş vay amk falan dedim tabi şaşkın şaşkın. tabi bu arada kıpkırmızıyım ve indikten sonra kızların gülmesini falan görebiliyorum. neyse işte bu da böyle bi anımdı. keşke olmasaydı tabi. niye oldu ki? bak yine yerin yarılmasını arzuladım bi anda ya.