kaybedecek hiçbir şeyi olmayan adam

entry38 galeri
    34.
  1. öyle sanılan. 17 yaşının vermiş olduğu tüm bilgiçlikle. dik burnuna iki de bir dokunup, aynı cümleyi tekrarlıyordu: "hayata tesadüfen geldik, mecburen yaşıyoruz."
    sol elimi burnunun üzerine indirebilirdim. tanrı'nın kusursuz eserini boktan bir tabloya çevirebilirdim. sustum. sanki, sustuklarım da bana susayacaklarmış gibi sustum!

    olmadı. bıraktım kendisi o kitabevinde. eski kitapların arasında. arkamdan bağırışını duyuyordum ama. "ya beni öperken kulağıma fısıldadığın o güzel sözler. söylediğin şarkılar. ettiğin yeminler... "
    duymak istemedim artık kendisini. bilmiyordu çünkü. ve, bilemezdi:
    "ben aşık olabilseydim öptüğüm ilk kıza aşık olurdum!"

    karıştım şehrin kalabalığına. yırtık pardösüm. yırtık ayakkabılarım. dağınık saçlarım. sol elimdeki sigaram... yüzlere baktım. baktığım her yüz başka bir tarafa döndüğünde anlam aramaktan vazgeçtim. yuttum hepsini. anlamları, anlamsızlıkları, aşkı, sevgiyi, öpmeyi, öpülmeyi...

    gözlerimi yumdum bir anlığına. annemin silueti geçti gözlerimden. içimden denizler geçti. içimden ben geçtim. kalktım yerimden. koşmaya başladım. o genç kızın olduğu kitabevine doğru. teslim olmaya gidiyordum. bu düzene. bu düzenin savunduğu her şeye!

    "teslim oluyorum" diye bağırıyordum ana caddede. üzerimdeki pardösüyü çıkarıp, elimdeki sigarayı denize fırlatıp, eski ayakkabıları bir kaldırımda bırakıp bağırıyordum.

    "teslim oluyorummmmm!"

    insanlar geri çekiliyordu. deliliğimin korkusu ürkütüyordu her birini. durmak istiyordum. bir şeyler toslamak. kendimden korkuyordum ben de.
    kendime toslayacağımı bildiğim için, ana caddede bağdaş kurup oturdum. insan çemberine alınmıştım. bir anda, kafamı dikip yüzlere baktığımda o genç kızı gördüm. dudaklarımı hafifçe aralayıp söyledim.
    "teslim oluyorum."

    duymadı beni. duyamazdı. tedirgin bir şekilde saçlarını kulaklarının arkasına atıp konuştu. artık ağız okuyabiliyordum:

    "deli!"
    1 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük