Aşk, insanda ne mantık bırakır ne gurur. Normalde hayatta yapmam dediğin şeylerde hooop buluverirsin kendini. Sonra kendine şaşarsın, bu ben miyim dersin. Bazen kızarsın yaptıklarına; yapmak istemesen de yaptığın için.
Onun yanındayken her yerde huzur vardır. Herkes, her şey mutludur sanki. Yüzünden gülücük eksik olmaz. Hele bir de o da gülümserse, işte dersin "home sweet home."
Baktığında gözlerinin taaa dibini görürsün. için ısınır, erir gider bir şeyler içinden. Ufak ama derin bir nefes alırsın kısıtlı bir gülümseyiş eşliğinde.
Dokunduğunda, öptüğünde hayatın anlamını keşfetmiş gibi hissedersin. Aniden binlerce ışık yanar teninde. Ilık ılık başlar, gittikçe ısınır ve patlayacak hale gelir.
Her an, olabildiğin her an onunla olmak istersin.
Onsuz zaman geçmek bilmez, onunlayken de birlikte yakalamaya çalışırsınız zamanı. Tutsanız sımsıkı sarılacak ve bırakmayacaksınız "Bi dur ya" diyeceksiniz, "iki dakka dur." Ama o hep dizginler elinde, dört nala koşmaya devam edecek.
Ayrılık ve ayrı kalmak konusuna hiç girmiyorum, zira ayrılığı kaldıramayan bir kişilik yapım varmış (bkz: borderline personality disorder).