başka bir iktidar döneminde değişir, değişmez. onu bilemem. hiç kimse de kesin olarak bilemez. ama neden türk dış politikasından bahsederken akp dönemine bir hükümet vurgusu yapılıyor? onu sorgulamak lazım. 60 darbesinden sonra hemen hemen hiç bir hükümet, dış işlerini tek başına dizayn etmeye, dış politikayı sırf kendi kafasına göre şekillendirmeye cesaret edemedi. çünkü bütün siyasetçiler gayet iyi bilir ki dış siyaset, bizim siyasetçilerimizin çoğunda olmayan bir beceri, uzmanlık ve kabiliyet ister. kasımpaşalı başbakan olabilir ama kasımpaşalı diplomat olmaz. işte birilerinin ağzına pelesenk ettiği ama hakkında hiç bir şey bilmediği "monşer" tabiri bunun için kullanılır. akp döneminin de en temel özelliği bu "monşer"lere savaş açılması, dış işlerinin başbakanın kafasına göre dizayn edilmesidir. halihazırda cumhuriyet tarihinin en büyük diplomasi fiyaskosuyla karşı karşıya olmamızın da en temel sebebi budur.
ne akpli siyasetçilerin, ne chplilerin, ne mhplilerin bu ülkenin dış ilişkilerini kendi hegemonyalarına alıp idare edebilecek birikimleri, uzmanlıkları ve "akılları" yok. o yüzden hangisi olursa olsun, kendi hegemonyasını kurmaya kalkışırsa bu fiyaskoyla karşı karşıya kalacaktır.