arkadaşların uğruna değer verdiklerinden vazgeçmektir bazen.
lisedeydim o zamanlar. ve herkesin olduğu gibi bir lise aşkım vardı; okula değil de sanki eğlenceli bir mekana gidiyormuş gibi hissettiren, teneffüse kalan dakikaları saydıran, bakıp da bakmıyormuş edasını kazandıran platoniklerden biriydi işte.
uzun bir süre devam etti ki onun da benden hoşlandığını öğrendim.
hatta ilerleyen zamanlarda ömrümde aldığım en güzel sözlere sahip o mektubu yazmıştı bana ve gelmemi evet olarak algılayacağını belirten de bir randevu talebi.
çok heyecanlıydım ve bunu tam en yakın arkadaşıma söyleyecekken o bana o kişiden çok hoşlandığını, gece gündüz onu düşündüğünü söylemesiyle yıkılmıştım.
arkadaşıma hiçbir şey söylemedim.
o buluşmaya da gitmedim.
daha sonrası ise çok kötüydü.
o çocukla birlikte laboratuvarda çalışmak zorunda kalmıştık ki ilk defa bir erkeğin ağlamasına şahit olmuştum.
yine de sustum ne salakmışım.
o zamanlar arkadalar herşeyden önemlidir fikrine sıkı sıkı bağlıydım- koca bir yalan olduğunu acı acı öğrettiler.
bu arada o kız arkadaşım da birkaç ay sonra biriyle evlendi.