avrupanın en çok dalga geçilen aptal yerine koyulan kişilerini içeren fıkralardır.
Öyle ki bu insanlar türkiyedeki karadeniz fıkraları gibi avrupada işlenmektedir.
Adamın biri bardan içeriye girmiş bir yere oturmuş ve bir bira istemiş. barmene "Hey, iyi bir polak fıkrası duymak ister misin? Diye sormuş
Barmen "bak sana ne söyleyeceğim ben polak.ım. Bilardo oynayan şu iki iri adamı görüyor musun onlar da polak barın sonunda oturan şu iki adamı görüyor musun onlar da polak. Hala polak şakası yapmak istiyor musun?"
Adam cevap vermiş "eğer beş kez açıklamak zorunda kalmayacaksam."
Polonya bir bilim toplantısına bir grup bilim adamı yollamış. Bu toplantıda bütün ülkelerin bilim adamları planlarını ve bilimsel araştırmalarını paylaşıyorlarmış.
Amerika kanserli hücreyi iyileştirme konusunda bir adım daha attıklarını söylemiş ruslar satrün'e göndermek için uzay gemisi hazırladıklarını söylemiş ve almanlar suyla çalışan bir araba icat ettiklerini açıklamış ve söz polonyalılara gelmiş.
-biz aslında güneşe gidecek bir uzay gemisi hazırlıyoruz.
Diğer adamları söyle sormuş.
+Peki güneşin yüksek ısına karşı nasıl bir çözüm buldunuz?
-bu çok basit, gece gideceğiz.
Kadının biri doktora gider.
Kadın: doktor canım çok açıyor.
Doktor: neresinin acıdığını gösterebilir misin?
Kadın parmağını omzuna koyar. " ah işte burası" sonra göğüsüne koyar "ah işte burası" ve midesine dokunup "ov tam burada" der.
Doktor kadına bakıp: "polonyalı olma ihtimalin yok değil mi?"
Kadın: neden evet öyleyim, nedenki?
Doktor: parmağın kırılmış.
Bir almam amerikalı ve polonyalı kirli tampon * dolu bir oda bulurlar ve bir yarışma yapmaya karar verirler odada en çok kalan kazanacaktır.
Önce amerikalı girer, diğer ikisi kapıyı kilitler ve beklemeye başlar bir hafta sonra kapıyı yumruklama ve ağlama sesleri duyarlar ve kapıyı açarlar.
Amerikalı: "hayatımda kokladığım en hasta edici koku buna dayanamam" diyip ağlamaya devam etmiş. "oradad bir dakika daha duramam"
Sıra almana gelmis kilitlemişler. bir ay sonunda kapıya vurarak çıkmak istemiş.
"tanrım dünyada bu kadar les gibi kokan bir şey yok! Bir dakika bile katlanamam" demiş ağlarken neredeyse nefesi kesilecekmiş.
Ve sıra polonyalıya gelmis kilitlemişler.
bir hafta bir ay derken bir yıl geçmiş hala ses yokmuş tabi diğerleri endişelenip kapıyı çalmışlar. " artık dışarı çıkabilirsin yarışmayı açık arayla sen kazandın" demişler.
Polonyalıdan cevap gelmiş " daha değil. Jöleli donutları yemeği henüz bitirmedim"