6.cı soruya ise psiloloji ile örnek üzerinden yaklaşmak mantıklı olacaktır.
Yolda yere oturmuş ve hüngür hüngür ağlayan bir kadın düşünün şimdi. Bu kadının etrafında kimse yok. Tek başına oturup ağlamaktadır ve sebebini anlayabileceğiniz bir durum yok. Peki bu kadın neden ağlamaktadır tahmin yürütmeye kalkalım ;
-Bir yakını ölmüş olabilir
-Canı yanıyor olabilir
-Birşeyini kaybetmiş olabilir
-Psikolojik olarak rahatsız olabilir vb..... bu şekilde kendimize göre tahminlerimiz de devam eder durur.
Peki bizim burada yaptığımız durum nedir? Yani tahminleri nasıl yürüttük?
Kendi tecrübe ettiğimiz yada bildiğimiz konular üzerinde üzüntü veren ve ağlamaya sebebiyet veren durumları belirleyerek karşımızdakinin düşüncelerini ve içinde bulunduğu durumu psikolojik olarak tahmin etmeye çalıştık.
Yani bir nevi kendimizi onun yerine koyduk ve derdini anlamaya çalıştık. Buna "empati" de denir.
Peki biz tanrı'nın hareketleri hakkında empati kurabilir miyiz?
Tabiiki hayır. Eğer Tanrı'nın varlığını kabul ederseniz zaten bu derece bilgi ve üstün bir varlığın yerine kendi 3. boyut algııyla yaşayan yetersiz beyninizin ürettiği düşünceleri koyamayacağınızı bilirsiniz. Eğer bu soru yüzünden Tanrı'nın varlığını kabul etmiyorsanız yok kabul ettiğiniz bir tanrı'nın hareketlerini soruşturmanız çok saçmadır.
Yani Tanrı'nın söylemlerini yargılayabilmeniz için aynı zekaya sahip olmanız gereklidir. Keza Tanrı'nın hareketlerini ve yaptıklarını sorgulamak direk olarak kibirin ortaya çıkardığı (bu denli bir varlığın hareketlerini düşünebilme yetisinin kendisinde görülmesi) bir şirk durumu sözkonusudur.
Keza Tanrı çıksa dese ki ; "kullarım ben sizi şundan şundan ötürü yarattım" diye , bizim hiçbirimizin bunu anlayabileceğini zannetmiyorum. Anlayabileceğiniz şeyler zaten ortaya konmuştur ve burası bir sınavdır. Sınav anında cevapları isteme hakkınız yoktur.