tarih hatırlamaktır

entry13 galeri
    6.
  1. tarih hatırlamaktır.
    şimdi esas mesele tartışma dili, konuşma dili.
    yakın tarihimizde kürt türk didişi başladığı günden beri, sıcak çatışma-düşük yoğunluklu savaş; ne derseniz deyin, evet silahlar ve çözüm, savaş aleni sürerken, bu işi nasıl nihayetlendirebiliriz hep düşünülmüş; kah dillendirilmiş, kah kapalı kapılar ardında tartışılmış.
    uzun zaman "tek" yol, askeri çözüm olmuş. arada "askeri olmayan" çözüm imkanları doğmuş; bilinen dahili harici odaklar tarafından, bir şekilde engellenmiştir.
    işin şekli ve boyutu, abdullah öcalanın suriyeden (mecburen) ayrılması; muhtelif ülkelerde geçici ikameti ve afrika kıtasında yine bilinen güçler tarafından derdest edilip ülkeye teslimine müteakip değişmiştir.
    pkk hareketinin ülke demokrasisine ilk katkısı, abdullah öcalanın teslim alınması sırasında verilen söz üzerine, türk ceza hukukundan "idam" cezasının kaldırılması olmuştur. bunu bir yere not edelim.
    abdullah öcalanın yargılanması, kararın niteliği belli olan bir muhakeme olmuş, neticede önce idama sonrasında; müebbet hapis kararıyla sonlanmıştır.
    abdullah öcalan muhakeme sürecinde, kadrolarına verdiği talimatla, sıcak çatışma bir süreliğine de olsa sonlandırılmıştır.
    beklenen, bu uygun ortamda "askeri" çözüm yolu dışında bir şeylerin yapılması ve meselenin çözüm yoluna girmesiydi.
    ama o ilk anlarda açık olarak bilmediğimiz bir husus vardı; ergenekon.
    ak partinin iktidara gelmesi ile birlikte, bu "istenmeyen" kalabalığın devletten kovulması, öncelik kazanmış; ülke bu yolda bir çok darbe teşebbüsüyle sarsılmıştır.
    darbe teşebbüsleri başarısız olsa da, ergenekon kliği, özellikle ordu başta olmak üzere devletin her kademesinde etkindi.
    abdullah öcalan tecritte ergenekon tutsağı idi. sanıyorum, her gün askeri yetkililerle yapılan görüşmelerde, ergenekon gözlüğüyle anlatılanların etkisinde kalan abdullah öcalan, ak partinin 2005 yılında diyarbakırda yaptığı tarihi çıkışı analize fırsat bile bulamamıştı.
    ergenekon ablukasında, gün gelmiş ülke yeniden sıcak çatışmaların içinde bulmuştu kendini.
    2007 ve takip eden yıllarda ergenekon kliği önce geriletilmiş, bilahare tarihi hamlelerle, ama iyi ama kötü egemenlik gücü kırılmıştı.
    bu abdullah öcalanın ergenekon kuşatmasından da kurtuluşu demekti..
    artık abdullah öcalan türkiye cumhuriyeti devletinin doğrudan muhatabıdır. habur denemeleri ve en önemlisi oslo görüşmeleri, "yeni" türkiyenin istihbarat yetkilileriyle kotarılmış adımlardı.
    akıbeti malum.
    önemli olan "akıbet" ile akıbetin nedenidir.
    ergenekonun tasfiyesi sürecinde, ak partinin mevcudiyetinde mündemiç "koalisyon" devam ediyor. ne zaman ki tasfiye başarılıyor; koalisyon ortağı; bu gün "paralel" diye anılan "güç odağı", iktidardan etki alanını genişletmeyi talep eder. ak parti bu teklife yanaşmayacağının işaretlerini verdikçe; haburdan osloya ve nihayet "MiT" dahil işler arap saçına döner.
    hatırlayın tam bu tarihlerde, pkknin dağ kadrosu ve KCK unsurları, mücadeleyi "halk savaşı" noktasına taşıdıklarını ilan ederler. türk kalabalıkları, henüz KCK dava ve tutuklamalarının, ergenekondaki ileri tasfiye hedeflerinin farkında, bilgisinde değildir. paralel yapı, alttan alta ak partiyi kuşatmaya devam günleridir.
    dahilde bunlar olurken; suriyeden başlamak üzere harici güçlerde faaliyetlerini arttırmakta.
    halk savaşı ilanı ve hakkari yöresindeki çıkartma, pkknin ağır kayıplarıyla sonuçlanmıştır.
    türkiye tam bu noktada; maksadın üzüm yemek olduğu bilinciyle, önderlik vasıtasıyla barışı gündeme taşımış; halk savaşı umuduyla başlatılan harekatı "yok" etme kör-çıkmaz yoluna sokmamıştır.
    işte nevroz hitabı öncesinde ve sonrasında yaşadığımız gelişmeler ana hatlarıyla böyle.
    şimdi; taraflar bu engebeli arazide hasımların döşediği mayınlı arazide ilerlerken azami dikkat ve özen içinde olmaları tarihsel bir hakikattir.
    her tökezlemeyi "katliam" çığlığıyla ifade; yok hükumet "önderliğe yalvardı" tarz biraz çocuksu yakıştırmalar; niyetleri sorgulamaya davettir.
    kürt ve türk halkı barışı tattı, sahiplendi ona; egemenlikler kalabalıklara ait ise şayet; kulağımız kalabalıklarda olmalı.
    elemterefişkemgözlereşiş.
    0 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük