endülüs'te avrupa rönesansını başlatan, ilim ve irfanda çığır açmış bir medeniyet kurmuş ırk.
ülkemizde araplara karşı ırkçılık meşru görülür. bir ingilize, fransıza, zenciye, hinduya, budiste söylenmeyecek laflar araplara söylenebilir. neden olduğu malum.
şuanda beyaz türklerin hakkında atıp tuttuğu bu övgüye mazhar ırk, bir zamanlar avrupalıların da gözdesiydi. 19. yüzyılda napolyon mısır'a geldiğinde, ''araplar kabil-i terakkîdir, türkler mani-i terakkîdir'' demişti. avrupalılara göre endülüs'ü kuran araplar, türklerden çok daha medenî bir topluluktu. türkler barbardı, pisti ve ilerlemeye mani idi. fakat araplar, ilerlemeye açık ve gelişkin medeniyetler kurabilecek kapasiteye sahip bir ırktı. bu nedenle ''medeniyete dayalı arap islam'ını'', ''fıkha dayalı türk islam'ına'' üstün kılmak için harekete geçen emperyal güçler, cemaleddin efganî, muhammed abduh gibi modernist düşünürlerin pozitivist ve islamcı görüşlerini yaymak için büyük çaba harcadı.
19. yüzyılın başından 20. yüzyılın ilk yarısının sonlarına kadar olan tarih, bir bakıma emperyalistlerin islam'ı evcilleştirmek için, arap ırkının entelektüel birikimine güvenmesi, türkleri barbar ve ebleh olarak sınıflandırdıkları için onların yerine arapları geçirme projesini oluşturma tarihi olarak da okunabilir.
yani anlayacağınız, avrupa bir 80 yıl öncesine kadar, arapları türklerden çok daha üstün bir ırk olarak görüyordu. gobineau gibi ırkçıların çalışmalarına bakarsanız orada dahi yazar bu.
bu iki necip ırk, her zaman kardeş olmuştur; kalleşleri bertaraf etmek lazım gelir.