bu tarz kavgalar, yani özellikle genç kesim arasındaki ülkücü-komunist, sağcı-solcu, türkçü-kürtçü kavgaları özellikle 70'ler sonrasında başlamış ve hala sürmektedir. bu uğurda ne ölümler, ne çatışmalar oldu. darbeler de halk tabanındaki tansiyonu iyice artırdı ve sonunda kimse bir şey kazanmadı. tabi artık kürdün adının rahatça anılmasını kazanç olarak saymazsak.
bu ergenler arasındaki konuşmaları az çok tahmin ediyorum. birisi fazla kurtlar vadisi izlemekten beyin damarları tıkanmış, lisede muhtemelen ülkü ocağına gitmiş ve gerek aile içinde gerek çevrede milliyetçi muhafazakar argümanlarla kafası dolmuş ve kendisini bir nevi savunucu, kurtarıcı rolüne koyarak aidiyet hissini tatmin etmeye çalışmaktadır. bir de sözde delikanlı kavramını içselleştirerek resmi tarihle epey iç içe girmiştir. böyle kabadayı gibi konuşmalar, işaret parmağını kaldırmalar, yürüyüşler ve tüm tavırları itibariyle saçma sapan bir kişilik modeline bürünmüştür. en nefret ettiğim ergen tipidir.
fakat diğeri için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim. çünkü burada bir çoğunluk-azınlık, güçlü ve güçsüz taraf vardır hem nicel olarak hem de ideolojik güç bakımından. yani, türklüğü savunmak çok kolaydır, cesarete gerek yok, oysaki kürtçülük gerçekten sağlam cesaret ister hem de savunması çok zordur. çünkü ideolojik anlamda boşluklarla doludur ve sürekli aynı argümanlarla karşılaşırsınız. adam çok basit bir soru sorar; dağa çıkmanız şart mıydı diye. beraber yaşayabilmemiz için ortak bir payda gerek der, türklüğü üst ırk olarak kabul ettirmeye çalışır. oysa ki, özellikle cumhuriyet sonrasında ortaya çıkan kürt bilincinin hep darbeler yemiş olması, hiç bir zaman kürtlerin kendilerini bu ülkenin vatandaşı gibi hissetmediğini ve bunun nedenlerini, cumhuriyetin doğu politikalarını tartışamazsınız.
çünkü nefret söylemi içine işlemiştir ve 'o zamanın ruhu' öbeğini dilinden düşürmez ve her şeyi çok basit biçimde görür.
kürtler kalleş ve haindir. zaten genetik karekterlerinde sorun vardır. böyle düşünen insanla ne tartışabilirsiniz ki.
elbette kürtçü arkadaşın da entelektüel birikimi sağlam değildir; diğer çocuğun kullandığı argümanlara net şeyler söyleyemez. ama ırkdaşlarının çektiği cefalar vardır. ve bir biçimde kendisini dolu hisseder. bir kaç şey okumuştur ama yeterli düzeyde değildir.
gerçekten çok boş bir tartışma bu. daha doğrusu bilgisi olmadan fikri olanların yapabileceği bir tartışma değil. hele de empati ve anlayış yoksunluğu varsa işte bunlar olur ve oturup dersine çalışması gereken piçler de kafalarını böyle oyalarlar.