Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde bir dönem personele okuma yazma eğitimi vermiş olan Bedia Tuncer, bir taraftan da akıl hastalarıyla ilgilenmiş ve akıl hastalarının yazdıkları şiirleri derlemiş.
Akıl hastalarının yazdıkları şiirler...
Zorba kız kaçırır,
Kamarot kurşun kaçırır.
Karaborsacı döviz kaçırır,
Zengin hanım kürk kaçırır.
Ağa koyun kaçırır,
Orman eşkıyası kütük kaçırır.
Ve sonunda kaçırmak için bizlere,
elbette akıl kalır!...
***
Tanrım bana sabır ver;
Tahammülüm yok artık.
Gözüme bir perde ger,
Tahammülüm yok artık.
Bu deliler alemi,
Büktü benim belimi.
Bu bitmeyen elemi
Tanrım doldur çilemi.
***
Doğdum büyüdüm okuma, başıma oldu dert;
Askerlik çağı, vazife itham, emir, terhis et...
Dünya evi varmış, anladım o da dert!...
Alnıma çizilmiş tımarhane elim akibet cür'et
Sonu ne olur bilmem ne bir adalet?
Uyan kabrinden ey ünlü filozof sokrat,
Yolunu öğret beni de filozof et...
Ya da Allahım yeter azat et!...
***
M.T.Ö. isimli bir hasta ise isminin Nalan konmamasından yakınıyor şiirinde. Hastanın muhtemelen kadın olduğu anlaşılıyor.
Nalan olmalı idi benim adım.
Çünkü daima ağladım.
Tek arkadaşımdır hicran,
Çünkü benim asıl adım Nalan.
***
Günlerim taburcu olmamı beklemekle geçiyor.
Gençliğim delilere hoş görünmekle bitiyor.
Gün güne her gün daha çok eriyorum.
Güldüğümü rüyamda pek az görüyorum.
***
Ve son olarak günde 16 paket sigara içen hastanın muhteşem şiiri;
ŞiZOFRENi
Aşkımın şiddetinden koptu gönlün freni!..
Doktor beni sanıyor hala şizofreni!..
Üsküdar taburculuk hasretiyle derinden
Kalbimi hoplatıyor Bakırköy'ün treni!..
Ta uzaktan Marmara aşkla çekiyor beni
Hayretle karşılarım beni deli göreni
Taburcu olmak için kullanmalı dümeni
Aşkımın şiddetinden koptu gönlün freni
Doktor beni sanıyor hala şizofreni.