Ruhları onları terk ettiğinde, hepsinin yolu morga düştü. Musalla taşında yatarken gerçek bir hiçtiler. Öyle hiçtiler ki, en sevdikleri bile onları görmeye dayanamıyordu. Soğuk, canlılığını kaybetmiş benzi görenler gözyaşlarına mani olamıyordu. Hayır! Olamaz! Nasıl olur bu? diyorlardı. Yakıştıramıyorlardı hiçliği. O kadar üzülüyorlardı ki, toprağın altına gömüyorlardı cenazelerini. Görmek istemiyorlardı. Ölüleri de durumu fark edip terk ediyorlardı dünyayı. Başka boyutlara geçiyorlardı. Sevenleri ilk yıllarda, her bayramda seyranda ziyaret ediyorlardı mezarlarını. Bu bir özür dileme yöntemiydi. Sonraki yıllar fark ediyorlardı: Bu o değil; o gitti. Mekânı cennet olsun!