sırf "mülkiyeliyim" diyebilmek için gidecek olanların bir kez değil bin kez daha düşünmesi gerekir. son dönemde siyasal bilimlere bakış açısı çok değişti ülkede. belli bir ekolün hegemonyasındansa hiç bir ideolojiye takılı kalmayan, bireysel olarak farklı idolojilere göre sorunu analiz edebilen ve kollektif çalışmaya da uyumlu insanlar artık tercih ediliyor. böyle olunca da mülkiyenin mülkiyeliği geçmişte kalıyor haliyle.
hala bile güzel okul falan ama artık bu piyasanın lideri olamayacağı çok açık. bilkent, odtü, boğaziçi gibi üniversitelerin gerisinde kalmaya başladı. bu biraz da onlarca yıldır yaptıkları "mülkiyeliyiz" laga lugasından kaynaklanıyor. halbuki mülkiyeyi mülkiye yapan asıl faktör, her kafadan, her fikirden temsilcilerin çıkmasıydı. hem de en iyilerinin. sürekli okuyan, araştıran insanların varlığıydı. şimdiki nesil ise "mülkiyeliyim" demekten başka bir şey yapmıyor, yapamıyor. ingilizcesi zaten zayıf. aslında yabancı dilde eğitime karşıyım fakat bu demek değil ki yabancı dil eğitimine karşıyım. hayır. bu bölümü okuyacak adamın mutlaka çok rahat ingilizce makaleler okuyabilecek durumda olması gerekiyor.
öte yandan şöyle bir bakıyorum da, bu okulda sadece iki üç köklü değişiklik yapsalar, bir anda mülkiye eski şaşaasına kavuşabilir, boğaziçine kafa tutabilir. ama maalesef eski mezunu olup da okulun başına çöreklenenlerin bu vizyona sahip olmadıklarını düşünüyorum.