En önde oturup öğretmenin her sorduğu soruya kendimi yırtarcasına el kaldırmam dikkat çekerdi. Çünkü tembelin tekiydim, hiçbir bok bilmiyordum, ancak en iyi bildiğim şey öğretmenlerin kafasını kuma gömen arkalarda saklanan ve hiçbir soruya el kaldırmayan öğrencileri bulup tahtaya kaldırmalarıydı. Aslında çok sessiz kendi halinde biriydim, söz konusu soruya cevap vermek tahtaya kalkmak olunca neden bu kadar girişken olduğumu merak ederlerdi. Öğretmenlerim ise derslerdeki atılganlığımın sınav sonuçlarına neden yansımadığını, neden çok iyi notlar alamadığımı merak ederlerdi. Ona da cevabım hazırdı, sınav heyecanı. Tabii ki yalan söylüyordum çünkü hayatım boyunca sınavda ne elim terledi, ne kalp atışım hızlandı, ne de cevap şıklarını doldururken kaydırmışlığım yoktur.