ışığın savaşçısının el kitabı

entry12 galeri
    11.
  1. --spoiler--
    Işığın savaşçısı, bazı anların yinelendiğini bilir.
    Aynı sorunların, aynı durumların durmadan karşısına çıktığını görür; bu durumların yinelendiğini görünce karamsarlığa kapılır, hayatta başarılı olamadığını düşünür.
    ‘Bütün bunları daha önce de yaşadım,’ der yüreğine.
    ‘Evet, sen bunları daha önce de yaşadın,’der yüreği ona. ‘Ama daha ötesine geçmedin.’
    O zaman savaşçı, bu yinelenen deneyimlerin bir tek amacı olduğunu anlar: Öğrenmek istemediği şeyi kendisine öğretmek.
    --spoiler--

    --spoiler--
    Işığın savaşçısının ne yapacağı önceden belli olmaz.
    işe giderken yolda dans edebilir, hiç tanımadığı birinin gözlerine bakıp ilk görüşte aşktan söz edebilir ya da saçma sapan bir düşünceyi savunabilir. Işığın savaşçılarının böyle davrandığı günler olabilir.
    Eskiden tattığı kederleri için üzülmekten ya da yeni keşfettiği bir şeye sevinmekten çekinmez. Sırasının geldiğini hissederse elindeki her şeyi bir yana bırakıp uzun zamandır hayalini kurduğu bir serüvene atılabilir. Artık devam edemeyeceğini anlarsa dövüşmekten vazgeçer ama budalalık yaptım diye kendini asla suçlamaz.
    Bir savaşçı, başkalarının kendisine biçtiği rolü oynamaya çalışarak zaman yitirmez.
    --spoiler--

    --spoiler--
    Işığın savaşçısı hayata sevecenlikle ve karalılıkla bakar.
    Çözümünü günün birinde bulacağı bir muammanın karşısında durur. Sık sık kendine şöyle der: ‘Bu hayat, çılgın bir şey.’
    Haklıdır. Gündelik yaşamın mucizesine teslim olurken hareketlerinin doğuracağı sonuçları önceden görmenin her zaman mümkün olmadığını fark eder. Bazen ne yaptığını bilmeden hareket eder, birini kurtardığını bilmeden kurtarır onu, neden üzgün olduğunu bilmeden acı çeker.
    Evet, hayat çılgıncadır. Ama savaşçının bilgeliği, kendi çılgınlığını bilgece seçmesinde yatar.
    --spoiler--

    --spoiler--
    Işığın savaşçısının kendine ait zamana ihtiyacı vardır. Bu zamanı dinlenmek, derin düşünmek ve Dünyanın Ruhu ile bağlantı kurmak için kullanır. Bir savaşın ortasındayken bile düşünecek zaman bulur.
    Zaman zaman oturur savaşçı, gevşer, çevresinde olup bitenin olmasına izin verir. Bir gözlemciymiş gibi dünyaya bakar, ona bir şeyler katmaya ya da ondan bir şeyler almaya kalkışmaz, hiç karşı koymadan kendini hayatın akışına bırakır.
    Daha önce karmaşık görünmüş olan her şey yavaş yavaş basitleşmeye başlar. Ve savaşçı mutlu olur.
    --spoiler--
    1 ...