herşeyde estetik bir yan, sevgilide aydın bir kişilik arama hastalığına yakalanmış kara dehlizlerinde sonunu bekleyen iflahı imkansız erkektir.
kaçırdığı gerçeklik karşısında sokakta yürürken yüzüne oturan ifade, varlıklı insanların yüzündeki hoşnutsuzluktur, üstünde her daim peltemsi bir yorgunluk, odasında miskinliğin verdiği dağınıklık hakimdir. dışarıdan şımarık, alaycı ve nankör görünür. çok benliliğini, atacağı her adım için karakterinin o an gereken parçasını öne çıkarmayı kendine yediremiyor ve içindeki kurdu öldüremiyordur.
"kimse için hiçbir zaman mazeret olmamalıdır." işte başlangıçtaki ilkeleri budur. iyi niyeti, değerlendirilecek hatayı, yanlış adamı, hafifletici nedenleri kabul etmezler. onlarda kutsama yok, af dağıtma yoktur. yalnızca toplama yapar ve hüküm verirler. o kadar katıdırlar. bir bakıma insanın masumluğunu reddeden ve ona suçlu gözüyle bakan her pratikten yanadırlar.