üniversite 1. sınıftaydım sağlık sorunlarımdan dolayı yurttan ayrılıp arkadaşlarla eve çıkmıştık ki evde 7-8 kişi kalıyorduk zaten. ilk aylarım sıkıntısız geçiyordu evdekiler sağ olsunlar gönder dedikçe para gönderiyorlardı. ben de çok rahat bir hayat yaşıyordum. neyse efendim bir gün ablamdan bana bir mesaj gelmişti mesajı tam olarak hatırlamıyorum ama içeriğinde "neco bizimkiler sen oralarda mağdur olma diye istediğin zaman para yolluyorlar ama harcamalarına dikkat et ablacım. elindeki paranın idaresini bil annem babam yeri geliyo aç yatıp sana para gönderiyolar. borçlar her geçen gün artıyor ablacım ama sen düşünme biz bir çaresine bakarız. senden isteğim mağdur olma ama elindeki paranın kıymetini de bil." tarzında bir mesajdı. akabinde "eve haciz gelebileceğini" de söylemişti. mesajı okuduktan sonraki psikolojimi ömrümün sonuna kadar unutamayacağım sanırım. ben burada rahat rahat yaşarken memleketimde ailem benim için ne sıkıntılar çekiyordu. o günden sonra ne mi değişti sözlük? babam son kez bana alyansını satarak para göndermişti. ondan sonra gönderemez oldu ve ben devletin verdiği 280 lira ila geçinmek zorundaydım. birkaç hafta da öyle olmuştu zaten. 1-2 gün yemek yemediğim oluyor arkadaşlara misafirliğe gittiğimde karnım doyabiliyordu. ailemin içine mi doğdu bilmiyorum ama bir-iki haftalık sefaletimden sonra para göndermek istediler kabul etmedim, edemedim. çok iyi biliyordum ki bana o parayı gönderselerdi belki de onlar ekmeksiz kalabilirlerdi. neyse sözlük sonra hem okuyup hem çalışmaya karar verdim lc waikiki mağazasında işe başladım. orada bir süre çalışarak geçimimi sağladım. sömestr tatilinde anneme "anne ben sömestr da gelemiyorum burada kalıp çalışsam çok iyi olur" dediğimde annemin bana belli etmediği ama içine akıttığı göz yaşlarını hissedebilmiştim. ve son paramı da bilete vererek bir kerelik tuvalete gidebilecek kadar para ve 2-3 dal sarma sigarayla memleketin yolunu tutmuştum. sonra ne mi oldu sözlük daha fazla dayanamadım gurbet elde ailemin sıkıntılarından uzakta olmaya. sömestr dan bir ay sonra geri dönmüştüm memlekete. evdekilere "okulun geleceği yoktu, bize işte başka diploma veriyorlarmış" tarzı bahaneler uydurarak onları ikna etmiştim. oysa ki ben bu zor zamanlarda onların yanında olmak ve yardımcı olmak istiyordum. memlekette bir işe girmiştim ve birkaç ay çalışıp parama hiç dokunmayarak aileme yardımcı olmuştum. ayrıca bankalara koşturup aldığım asgari ücretle kredi çekebilir miyim acaba diye sorup soruşturuyordum. elbette hiçbir banka bana kredi vermemişti. ben de yapılacak en son çare borçlarımızı yapılandırmış, aileyi belirli bir düzene sokmaya çalışmıştım. daha yaşım 19 bile tam değildi ama babamla beraber çok büyük bir sorumluluk üstlenmiştim. akabinde yapılandırdığımız borçları ödeyemez duruma gelmiştik. ve kendi evimizi satılığa çıkarmıştık. eve alıcı da çıkmamıştı fiyat düşürmemize de rağmen. ardından 1 hafta kaldığım yurdun ödemediğim paralardan dolayı beni hacze vermesiyle sıkıntılara sıkıntı eklenmişti. şu an durumlar nasıl mı? ben hala ailemin yanındayım ve üniversiteye tekrar gidebilmek için sınavlara hazırlanıyorum. borçlarımız aynı durumda ancak en azından bazı hukuki yollarla belirli bir düzene girebildik. Allah'a çok şükür huzurumuz da yiyecek ekmeğimiz de yakacak odunumuz da var. ben ki üniversiteye gidene kadar çok lüks olmasa da istediği olan ve alınan bir çocuk olarak yaşamıştım ki bu olaylar benim artık bir çocuk olmadığım gerçeğini yüzüme yüzüme vurmuştu. ne kadar çok sıkıntıya çileye katlanmış olsam bile bunlardan şikayet etmek yerine bunların beni olgunlaştırdığını düşünürüm. Allah'a her zaman şükrediyorum sözlük. o kadar zor zamanlarımız oldu ki ancak Rabbim bir şekilde bizi rızıklandırdı. ve Allah'a şükürler olsun ki asla isyan etmedim. eviniz vardı evinizi neden satmadınız en baştan diyebilirsiniz. onu da memlekete geldiğimde ablam söylemişti. ileride annem ve babamın ben ve ablama bırakabilecekleri tek miras o ev olduğu için satmamak için çok direnmişler. şimdi ise borçlu olduğumuz bankalar o eve el koymuş durumda ve zamanı geldiğinde o annemin ve babamın bizlere bırakmak istediği evi satacaklar. varsın evimiz olmasın, lüks yaşamayalım. ben bu yaşadıklarım sayesinde ailemin, annemin, babamın, ablamın değerini çok daha iyi anladım. Allah onları başımdan eksik etmesin. ileride de çocuklarıma bu yaşadıklarımı zamanı gelince anlatıp onların hayatın gerçeklerini görmesini sağlayacağım. çünkü ben de keşke bu gerçekleri daha erken öğrenebilseydim.