barry lyndon

entry20 galeri video1
    15.
  1. aslında nolan'ın giderek daha az batman filmi olan ve "rises" ile birlikte çöken üçlemesi ile ilgili yazacaktım ama batman'i düşünürken aklıma bir üçleme olarak redmond barry lyndon'ı ve giderek daha az redmond oluşunu getirdi ve işte buradayım.

    Stanly kubrick'in 1975 yılında çektiği neredeyse her karesi ayrı bir tablo gibi(fotoğraf karelerinden oluşmuş gibi duran filmler vardır hani bu biraz farklı aşağıdaki karelere bakın anlayacaksınız) olan filmidir. Senaryo 1884 de yazılmış aynı adlı esere dayanmaktadır.

    http://galeri.uludagsozlu...om/r/barry-lyndon-634300/
    http://galeri.uludagsozlu...om/r/barry-lyndon-634302/
    http://galeri.uludagsozlu...om/r/barry-lyndon-634327/

    -------------------- 80 uzun ve geniş spoiler 70 ----------------------------------

    redmond ın gittikçe daha çok barry lyndon oluşunun hazin öyküsü

    film zavallı, hain, iyi kalpli, sersem, kurnaz, ihtiraslı, korkak, sadık, cesur, yardım sever ve şartlar uygun olduğunda kahraman ve en sonunda herkes gibi eşit redmond barry lyndon'ın hikayesidir.
    bu barry lyndon sanki biraz herkestir ya da hepimiz gibidir mi demeliyim, yok yok herkesten birazdır. neyse işte bir redmond barry lyndon nasıl olması gerekiyorsa aynen öyledir.

    barry'e giriş yapmadan önce onu bize anlatan filmin dış sesini(anlatıcıyı) atlamamak gerekir. Gelmiş geçmiş en centilmen anlatıcı işte bu filmdedir, buradaki herkes gibi tabii ki o da bir centilmendir. (filmdeki haydutlar(hırsızlar) bile nezaketi asla elden bırakmazlar.)

    film iki bölümden oluşur. kubrick açıkça part bir ve iki olarak filmi ikiye bölmüştür çünkü redmond barry ikinci bölümün hemen başında ölecek ve barry lyndon olarak tekrar ölene kadar aynı cesedi taşıyacaktır. (ancak buraya yeri geldiğinde itiraz ederim ben.)

    redmond barry doğmuş ve dünyaya doğru yürümeye zorlanmış gibidir, kader onu sürüklerken o an ne vicdanına uygun düşerse onu yapar. ikinci bölümün başlama ve barry'nin çöküşünü izleyeceğimiz kısım ne ironidir ki evlilik töreni ile başlar. barry hayatında ilk kez bazı hesaplar yaparak (aynen yollara düşmesine sebep olan geride bıraktığı kadının yaptığı gibi) sonrasını düşünerek ve hırsıyla kol kola bir karar verir. Bu kocası ölen soylu kadınla evlenecek ve o da bir lyndon olacaktır ve olur.

    redmond barry'nin çok da planlanmamış sıradan hayatı boyunca biriktirdikleri ve ikinci bölümde biriktirdiklerinin altında ezilişi. oysa redmond barry bütün servetini üzerinde taşıyan bir adamdı.

    gittiğim berber civardaki sokak köpeklerinden bir tanesini sahiplenmiş köpek yine sokakta yaşıyor ama yemeğini yiyebileceği ve isterse kapısının önünde uyuyabileceği bir yeri ve kuyruk sallayabileceği bir sahibi var. size bir itirafta bulunayım o köpeğe çok özenmişimdir. hatta berbere "köpek olmanın en güzel yanı bütün mal varlığını üzerinde taşıyabilmendir" dediğimi hatırlıyorum.

    redmond tam bir köpektir: önüne geldiği gibi yaşar; oysa lyndon'ın üzerinde taşıyamayacağı ama kaybetmemek için uğruna savaşılması gereken çok şeyi vardır.

    ilk sahnede barry'nin babasını uzaktan görürüz, o başarılı bir avukat olmak niyetiyle büyütülmüş ve yetişkin biri olmuşken, üç dört at için çıkan tartışma sonucu düelloda ölen biridir. barry lyndon tam da babasına çekmiştir ne var ki babası gibi ilk düellosunda ölemeyecek kadar şanssızdır.

    Barry lyndon'ın tek sorunu yeni düzene alışmak değildir daha çok sistem tarafından kabul görmemektir. ne kadar çok parası olursa olsun soylular onun aslında ne olduğunu çok iyi biliyorlardır. evlendiği kadının ilk oğlu oidipal(anne ile arasına giren erkeği öldürecek olan oidipus bu çocuğun tam bir arketipidir, bir farkla ki bu velet centilmen bir soyludur) bir "öteki" olarak bu yozlaşmış adamı işaret eder durur. burada dikkatten kaçmaması gereken nokta barry'nin yozlaşmasının gerçek soyluların dikkatini çekmesi değil barry'nin gerçekten de soylu bir yoz olmayışıdır.

    Nedimeler "Las Meninas" - Velazquez tabloya aşağıdaki linkten bakınız. hatta sonrasında hakkında biraz araştırma yapmanızda da fayda var. sanat tarihi bakımından önemli bir eserdir.
    http://galeri.uludagsozluk.com/g/las-meninas/

    bu tabloyla ilgili pek çok şey söylendi. tabloda velazquez kral ve kraliçenin resmini yaparken görülüyor yani bu işi yaparken kendi resmini yapıyor. (arkadaki aynada yansıyanlar ispanyol kralı 4. filip ve eşi öndeki sarışın velet de kızları, etrafındakiler de tabloya adını verenler ve sarayın soytarısı vs.) bu tabloda velazquez ve diğer herkes kime bakıyor? evet kral ve kraliçeye ama aslında size de bakıyorlar yani velazquez sizi mi çiziyor ne çizdiğini göremediğimiz tuvaline vs vs.. işte bunlar hep böyle dillendirildi.

    bu tabloda benim ve görseydi barry lyndon'ın dikkatini çekecek ve rahatsız edecek olan şey ise biraz farklı.. bu tablonun minicik boyutlarda bir printer çıktısı evimdeki duvarda var. bakışlar aslında bir yabancıya bakıyorlarmış ve tedirginlermiş gibi geliyor. baktıkları kişiyi istemiyorlar ve ondan korkuyorlar. onun kendilerinden olmadığını biliyorlar. işte barry lyndon'ın "kudretli öteki" oluşunun ve gücün ötekiyi kurtaramayışının hikayesi.

    filmin başlarında hayatını ortaya koymaya çekinmeyen toy bir delikanlıdan (ki ortaya konacak pek de başka bir şeyi yoktur) kazandıkça(bu durum kazanmaktan çok yol boyunca biriktirmektir) kaybedeceklerinin yükü altında ezilen bir sonradan soyluya evrilen bu adam ilk bölümde seyirci tarafından desteklenirken ikinci bölümde giderek istenmeyen adam olmaya başlar. özellikle karısının ilk çocuğu olan lordu kırbaçlama sahnelerinde iyice kızarız lyndon'a.

    ilk bölümdeki barry'i destekleriz ancak unutmamak gerekir ki ilk bölümde komutanı öldürdüğü için yola düşen barry komutanın ölmediğini, kaçması için bir sebep kalmadığını, bütün olan bitenin düzmece olduğunu öğrendiğinde hatta bu durumdan yıllar sonra bile geri dönmeyi hiç düşünmez.

    barry aslında ikinci part başındaki evlilikle değil hayatının tamamında öyle bir yol gelmiştir ki o yolu şairin dediği gibi ancak dönüş yolunu yok ederek gelebilirdi. ilk bölümde sevdiği kadın tarafından hakarete uğrayan adam yine aynı bölümde kendisi gibi bir askerin karısıyla birlikte olduğunda bu yükseliş basamaklarını tırmanan adamı hepimiz desteklemiştik oysa..

    filmde ağır bir centilmenlik, nezaket ve onur ironisi de yapıldığını hatırlamak gerekir. özellikle Fransızlara doğru yürüyerek hücum eden ve bando çalmayı asla bırakmayan ingiliz ordusunun telef oluşu sahnesi ilginçtir. (izlerken lan harbiden böyle miydi diye düşünmedim değil )

    son cümleler başka başka anlaşılmaya müsait olsa da film bu cümleler şiire dönüşsün diye çekilmiş gibidir. bu sebeple bir şiir olarak okunmalıdır.

    "adı geçen kahramanlar 3. george zamanında yaşadı ve kavga etti.
    iyi ya da kötü,
    yakışıklı veya çirkin,
    zengin ya da fakir...
    şimdi hepsi eşit."

    filmin müzikleri özellikle schubert olanı beni aylarca oyalamıştır.

    http://video.uludagsozluk.com/v/barry-lyndon-116744/

    not: o ağacın gölgesinde buluşup soluklanan belki sonra geri dönen ya da ancak dönüş yolunu yok ederek yürünebilen bir yolun yolcusu olduğu için dönemeyen ve kalamayan herkes için, yıllar sonra bozkırda karşılaşacaklarımız için. beyaz üstüne siyah kare için ve bu sene de akdenize yepyeni bir hata için ineceklere..
    0 ...