güneydoğu'da özerklik isteyenlere,
"akp'yi bekleyemeyiz, kendimiz özerkliğimizi ilan edeceğiz" diyenlere,
diyarbakır petrollerinden pay isteyenlere
yol kesip kimlik kontrolü yapan eşkiyalara,
iş makinalarını yakanlara,
işçi, işadamı, mühendis, polis, asker ve korucu kaçıranlara tek laf bile etmezken, tek bir sözcük bile çıkmaz iken bunlar için o zehirli ağzından;
gezi eylemcilerine çapulcu der, terörist der,
tencere tava çalanlara demediğini bırakmaz,
kendisini eleştirenleri vatan haini ilan eder,
kabataş olayını ülkenin en önemli sorunlarından biri gibi aylarca konuşur, konuşturur,
camide içki içildi diye ortalığı yangın yerine çevirir,
ölen göstericilere değil de, seramiklere, camlara üzülür.
bu nasıl bir ikiyüzlülüktür, bu nasıl bir intikam alma arzusudur, nasıl bir iktidar hırsıdır ki bu; güneydoğu'da ülkenin birliğine bütünlüğüne yönelik bir tehdit karşısında susuyor, özerklik isteyenlere ağzını açmıyor; ama kendisine ve hükümetine yönelik bir eleştiri ya da gösteri olunca "hedefleri istiklalimiz" diyor.
bir de utanmadan sıkılmadan "protesto gençlerimizin en doğal hakkı" diyor,
"yaratılanı yaratandan ötürü severiz" diyor.