geçenlerde bize misafirliğe ''hayatımı yazsam roman olur amk'' demesine karşın 2 cümleyi bir araya getiremeyen tiplerden biri geldi, konuşuyoruz. konu döndü dolaştı erkeklerde durdu. bu eleman aldı muhabbeti himayesine atıyor, tutamıyor. öyle beceriksiz. tipine baksan kendini zor idare ediyor ama yok ''ben 50 kızı aynı anda idare ettim'' , yok işte ''kızları çözdüm.'' gibi anormal laflar etmeye başladı. görsen, öylede özgüvenli söylüyor ki bi arada ''nerede satılıyor lan bunun denemesi, soru bankası bilmem neyi?? ben de alıp çözeyim'' falan diyecektim.
neyse baktım atıyor bu, bende atılanlar bana gelmesin diye önünde durmuyorum hacı. lakin sonra işi ilerletti artık kendini geçti genel çıkarımlar yapmaya başladı. ''bütün erkekler duygusuz'' vs. diyor. tamam ben de erkekler acayip duygusal demiyorum ama duramadım işte, lafa girdim;
-tamam çoğu duygusuz ama dünyanın en iyi duygusal kitaplarını, şiirlerini de erkekler yazdı. hepsi demek hatalı bence.
şaşırdı, belli ki itiraza pek alışık değildi. kısa bi süre düşündü eleman. akabinde lafa girdi;
-şimdi hiç bir yazar benim elime su dökemez. ben odunsam bütün erkekler odundur.
işte ben hayatta yanarımda şu özgüvenin bende olmadığına yanarım dostlar. bu ne lan? adam mantığın - tümevarımın içine etti, adam bütün yazarları bi anda sildi attı ama hala doğru bi söz ettiğinden emin. adam sözünü tartmayı geçtim şöyle bir göz ucuyla bile süzmeden konuşuyor ama hala mutlu, vay arkadaş...
neyse gençler kitap okumak falan boş işler kısacası, okumayın siz. zaten ben de bıraktım. bak, bavul hazırlıyorum 1 tane kitap almıyorum yanıma. güney amerikaya taşınıyorum. olabildiğince uzak bi yere...