25 mayıs 2014 miraç kandili

entry7 galeri
    6.
  1. Neymiş Efendim, Allah 50 vakit namazı farz kılmış. Yolda Musa ile karşılaşır, “Git, biraz indirt, ümmetinin takati yetmez. Peygamber Allah’a geri döner. Rica eder, yalvarır 45 vakte indirir. Peygamber gide-gele, pazarlık yaparak güç bela 5 vakte indirebilmiş. Musa daha da indir demiş. O da gitmiş, lakin Allah “Tamam, yeter artık, bundan fazla indiremem demiş” işte böylece günde 5 vakit namazı çok bulan beynamazlara, ‘Halinize şükredin, sesinizi çıkartmayın, Ya Musa ile yolda karşılaşmasaydı da 50 vakit olsaydı, haliniz nice olurdu?’ denir. Çok sevap toplama derdindeki diğer bir zümreye de ‘Beş vakit kılıyorsunuz amma 50 vakit namaz sevabına nail oluyorsunuz’ denir. Sanki Allah Kitabında yapılan her bir hasenata en az on kat sevap vereceğini vaad etmemiş gibi! Hâşâ Allah o aralar biraz meşgulmüş, 50 vakit namazı düşünmeden emredivermiş, her 20 dakikada bir namaz kılınacağını hiç hesaplayamamış!

    Ne dediğini ve ne istediğini bilmeyen ve kulu ile pazarlık eden bir Allah düşünülemez! Üstelik bu hadise göre henüz peygamber bile olmayan Hz. Muhammed’in ümmeti yoktur ki, onlara namaz farz kılınsın. Elli vakit namaz emrini alan Peygamberin, Musa’nın önerisini Cebrail’e danışması ve onun önerisi ile beş kez Allah’a dönüp “Ya Rabbi! Bunu bizden hafiflet” şeklinde itirazda bulunması, akıl ve mantığın alacağı bir şey değildir. Allah değiştireceği bir şeyi neden emretsin? Allah sözünü değiştirir mi? Yine Peygamberin Allah’ın huzurunda onunla pazarlığa girişmesi olacak şey değildir. Bunu Peygamber değil, sıradan bir kul bile yapmaz.
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük